Stream Daylighting: An Operative Landscape Infrastructure for Ankara


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum:

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: İngilizce

Öğrenci: Hilal Özge İdali Özden

Asıl Danışman (Eş Danışmanlı Tezler İçin): Adnan Barlas

Eş Danışman: Funda Baş Bütüner

Özet:

Politikacılar görünür uygulamalara yatırım yapmayı tercih ederken, sıhhi ve ekolojik altyapı uygulamaları uzun vadeli sonuçları nedeniyle çoğunlukla tercih edilmeyen ya da ertelenen yatırımlardır. Büyük miktarlarda kamu vergisi harcanarak gerçekleştirilen altyapı yatırımları daha çok mühendislerin çözmesi gereken problemler olarak düşünülür ve tasarımcılar dâhil, çoğu kişinin ilgisini çekmez. Şehirler için en önemli altyapı problemi Kentsel Su’dur. Örneğin; su, musluğu açtığımızda gelir ve tuvalet sifonunu çektiğimizde gider ancak biz bu suyun nereden gelip nereye gittiğini bir sorun çıkmadıkça pek de düşünmeyiz. Hâlbuki kentin morfolojik değişimlerine yön veren özellikle kentsel su altyapılarıdır. Bu bağlamda kentteki jeomorfolojik süreçlerin en temel bileşeni olan doğal suyolları ile kentlerin ilişkisi de mesafelidir. Örneğin, Ankara'daki yerleşimlerin oluşumunda önemli rol oynayan dereler artık görünmezdir. 20. yüzyıl boyunca küçük akarsuların önce menfeze alınması, daha sonra kapatılması ve bir kanalizasyon hattına dönüşmesi dünya genelinde çok yaygındı. Ancak 21. yüzyılda hissedilmeye başlayan küresel ısınma, iklim değişikliği ve kaynakların tükenmesi gibi ekolojik olayların endişe verici seviyelere çıkması, kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması gerektiği gerçeğini daha net ortaya çıkarmıştır. Ekonomi ve ekoloji arasındaki gerginlik, politik kararların genelde ekonomik çıkarlar lehine verilmesine yol açmıştır. Ancak ekonomik çıkara hizmet eden mühendislik ve altyapı çözümlerinin uzun vadede karlı olmadığı ortaya çıkmış, ekoloji odaklı mühendislik ve tasarım çözümleri peyzaj altyapısı yaklaşımıyla kentlere uygulanmaya başlamıştır. Kent içerisinde, kanallara alınarak bir kanalizasyon hattına dönüşmüş ve üzeri kapatılmış derelerin, tekrar açılması dünyanın çeşitli metropollerinde hayata geçirilmiştir. Bu projeler, taşkın önleme, ayrık kanalizasyon sistemine geçme, arıtma tesislerini verimli kullanma, insan-doğa etkileşimini ve biyoçeşitliliği arttırma gibi amaçlara hizmet etmektedir. Ankara'nın hidrolojik özellikleri, 1960'lı yıllardan itibaren kentsel oluşum sürecinde ihmal edilmiştir. Hızlı kentleşme sonucu birçok taşkın ve altyapı sorunlarıyla boğuşan başkent derelerin günyüzüne çıkarılması açısından incelenmiştir. Bir zamanlar kentsel oluşumun belirleyici unsuru olan su yollarının kaybolması, bir kentsel planlama, tasarım ve altyapı problemi olarak düşünülmüştür. 21. yüzyılda, kentsel akarsular için politikalar ve altyapı tasarım çözümleri, sadece mühendisler tarafından değil, tasarım ve ekoloji odaklı disiplinler tarafından kolektif olarak geliştirilmektedir. Bu çalışma, Ankara örneği üzerinden altyapı ve kentsel akarsuların tarihsel ilişkisini şehir haritaları ve çeşitli raporları üzerinden incelemiştir. Kent merkezini içine alan 100 km2 ’lik bir alanda “Ankara’nın Kaybolan Dereler Haritası”nı ortaya çıkarmıştır. Ayrıca, derelerin günyüzüne çıkarılma kriterleri saptanarak Ankara’da bu olgunun mümkün olabileceği alanlar saptanmış ve potansiyel alanların değerlendirmesi yapılmıştır.