AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, cilt.12, sa.3, ss.400-425, 2025 (ESCI)
Haksızlığa uğramış, kıygın anlamlarına gelen mağduriyet, toplumsal söylem içinde güçlü bir role
sahiptir. Toplumsal söylem içindeki değişimlerin sonucunda insanlar mağdur olmak için yarışır
gelmiştir. Mağdur özne, haksızlığa uğraması, şikayetlenen örüntüsü ve Başka’dan gelen her türlü
cevap karşısında tatminsizliğini devam ettirmektedir. Söylem içindeki örüntüsü bakımından Lacan’ın
dört temel söyleminden biri olan histeriğin söylemi ile açıklanabilen mağdur konumu, aynı zamanda
öznenin jouissance aldığı noktaları da göstermektedir. Mağdur konumu ve mağdur özne denildiği
zaman genellikle mazoşizm ile karıştırılmaktadır. Bu ikisi arasında temel farklılıklar mevcuttur.
Mazoşist özne Başka’da kaygı uyandırıp ses aracılığı ile yasanın gelmesini sağlarken; mağdur
konumundaki özne Başka’dan gelen bakış üzerinden kendisini konumlandırır. Histeriğin söyleminde,
eksiği olan özne, eksik olduğu nesneye sahip olduğunu varsaydığı Başka’ya bir talep iletir ve bu Başka
bildiği varsayılan özne konumunu korumak için sürekli olarak bilgi üretmeye çalışır. Üretilen bu
üründen histerik söylemdeki bölünmüş özne hiçbir zaman tatmin olmaz ve bu tatminsizlik söylemin
sürekli olarak devam etmesini sağlar. Mağduriyet konumundaki özne için de aynı şey geçerlidir.
Mağdur özne, Başka’ya ya mağduriyetinin giderilmesi veya görülmesi için talepte bulunur. Başka’nın
ürettiği ürün olan bilgiden hiçbir zaman tatmin olmaz ve mağduriyetini devam ettirir. Bu makalede,
mağduriyet konumundan alınan jouissance, histeriğin söylemi ve histerik yapılanmadaki vaka örneği
üzerinden tartışılacaktır.