5. Ulusal Deniz Bilimleri Konferansı, Trabzon, Türkiye, 1 - 03 Haziran 2022, ss.63-64
Kıyılar, dalga, rüzgâr ve akıntı gibi doğal faktörler tarafından sürekli olarak değiştirilen hassas ve dinamik
alanlardır. Son yüzyılda oldukça etkili olan iklim değişikliği ise kıyıların değişimini hızlandıran ve kıyıları
tehdit eden bir faktördür. İklim değişikliğine bağlı olarak su seviyesinin artışının 2100 yılına kadar 1
metreye ulaşabileceği raporlanmaktadır. Dolayısıyla, insanlar için büyük sosyo-ekonomik öneme sahip
olan kıyısal alanlar su altında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu çalışmanın ana amaçlarından birisi
Mersin ve İskenderun Körfezlerinin kıyısal alanlarının, su seviyesi yükselmesine karşı kırılganlığının
değerlendirilmesidir. Kıyısal Kırılganlık İndeksi (KKİ) bu değerlendirme için kullanılan en yaygın araçtır.
Çalışma sahası için en uygun yöntemin bulunması için farklı KKİ hesaplama yöntemleri uygulanmıştır.
Çalışma bölgesindeki kıyılar, kırılganlıklarına göre sınıflandırılıp, Kıyısal Kırılganlık Index değerleri
hesaplanmıştır.
Sonuçta yapılan Kıyısal Kırılganlık Analizine göre, çalışma bölgesinin 151 km’si çok yüksek
derecede ve 147 km’si yüksek derecede kırılgan olarak sınıflandırılmıştır. Sonuç KKİ haritası, kıyısal eğim,
arazi kullanımı ve nüfus parametrelerinin kırılganlığı etkileyen temel faktörler olduğunu göstermektedir.
Ayrıca, yüksek ve çok yüksek derecede kırılgan olan kıyılar genellikle düşük eğimli, jeolojik ve
jeomorfolojik yapıları nispeten zayıf ve sosyo-ekonomik değerler açısından verimli yüksek kıyı ovalarında
bulunmaktadır. Bu tür kıyılar genellikle Silifke ve Yumurtalık kıyıları arasında yer almaktadır. Özetle, KKİ
harita sonuçları, su seviyesi yükselmesine karşın yüksek ve çok yüksek derecede kırılgan olan bölgelerin
belirlenmesi ve korunması, kıyısal alanların yönetimi açısından karar vericilere ve çeşitli kurumlara
yardımcı olacak niteliktedir.