TÜRKİYE KENTSEL MORFOLOJİ ARAŞTIRMA AĞI III. KENTSEL MORFOLOJİ SEMPOZYUMU- KENT MORFOLOJİLERİ KENTSEL FORM ARAŞTIRMALARINDA ÇOK BOYUTLU YAKLAŞIMLAR, Ankara, Türkiye, 3 - 05 Mayıs 2021, ss.231-251
Coğrafi konumuna
bağlı askeri önemi nedeniyle binlerce yıldır yerleşikliğini koruyan Kars, tarih
boyunca farklı medeniyetlerin egemenliğinde varlığını sürdürmüş, birçok kez
yıkılsa da her seferinde yeniden inşa edilmiştir.
Osmanlı
İmparatorluğu Anadolu'nun doğu sınırındaki bu şehri 1534 yılında topraklarına
kattıktan sonra, Pers ve Rus tehditlerinden korunmak amacıyla geliştirmiş ve
şekillendirmiştir. Kars Nehrinin etrafını sardığı dik bir tepenin üzerinde
bulunan kale savunmanın en önemli merkezi iken, bu kalenin yamaçlarında bulunan
konut mahallesi ise güçlü sur duvarlarıyla çevrelenen korunaklı bir yerleşim
alanı olmuştur. Kaleiçi Mahallesi olarak adlandırılan bu bölgenin etrafında
doğu, batı ve güney yönlerinde kenar mahalleler oluşarak, kent 19. yüzyıla
kadar genişlemeye devam etmiştir.
1877 ve 1914
yılları arasında bölgenin Rus yönetimine girmesi kentin morfolojisini önemli
ölçüde etkilemiş, kalenin güneyine doğru ızgara planlı yeni bir garnizon
merkezi inşa edilirken, Osmanlı dönemi kentinin kale eteklerine uzanan kesimi
korunmuştur. Modern kentleşme örneği olarak değerlendirilen bu yeni planlanan
alan, Cumhuriyet döneminden sonra hem fiziksel hem de sosyal olarak gelişmeye
devam ederken Kars'ın tarihi Osmanlı dokusu önemini yitirmeye başlamış,
özellikle son 20 yılda terk edilerek boşalan konutlar büyük oranda tahrip olmuş
ve konut dokusu bütünlüğünü önemli ölçüde yitirmiştir.
Bu çalışmada,
Osmanlı döneminde oluşan kent dokusunun günümüzdeki izleri tarihi belgeler,
görsel kaynaklar ve fiziksel kanıtlar aracılığıyla tespit edilerek, tarihsel
süreçte meydana gelen kayıplar, bu çalışmada üretilen zamandizinsel haritalar
yoluyla ortaya koyulmaktadır. Oluşturulan haritalar, mahalle ölçeğindeki
kentsel örüntünün farklı tarihlerde fiziki mekândaki durumunun
karşılaştırılmasını içermektedir. Bu amaçla öncelikle Osmanlı döneminde geliştiği
bilinen dokunun korunmuş kısımlarını belirlemek ve dokudaki kayıp ilişkileri
tespit etmek için Kars’ın Osmanlı dönemi kentsel formu analiz edilmiştir.
Alanyazında tanımlanan Osmanlı Kent dokusunu oluşturan temel özellikler
kullanılarak, Kars’ta yapılı çevreyi üreten formlar ve bunların birbirleriyle
kurdukları ilişkiler tanımlanmıştır. Böylece kale, saray, hamam, cami, köprü ve
konut gibi farklı yapı türleri ve bunları şekillendiren coğrafi özellikler
günümüz kentinin bütünselliği içinde değerlendirilerek, mekânsal değişimin
kentteki yansıması incelenmiştir. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında
gelişimini tamamlayan Kaleiçi ile onun güney, batı ve doğu çeperlerinde oluşan
mahallelere ilişkin izler 1972 tarihli kadastral plan, eski fotoğraflar,
haritalar, gravürler ile 1957 yılı ve sonrasına ait hava fotoğrafları ile
tespit edilmiştir. Geleneksel kentsel formun kalan izlerini bulmak üzere bu
görsel belgelerde bulunan yol ağları, sokak düzeni, ada-parsel ilişkisi ve
dolu-boş oranı incelenerek, mevcut durumla karşılaştırılmıştır.
Bu çalışma ile
Kars’ın geleneksel Osmanlı kent dokusunun özgününde iki katlı, kara bazalt
taşından yığma olarak inşa edilmiş, düz çatılı yoğun bir konut dokusu ile
birlikte camiler, hamamlar ve saray gibi kamusal yapılarından oluştuğu; kent
formunun belirleyicisi olan anıtsal yapıların ise günümüze ulaşarak göreli
olarak daha iyi korunduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu dokuyu oluşturan sokakların
ve çoğunluğu konutlardan oluşan yapı adalarının, özellikle son 20 yıl içinde
önce plansız yapılaşma ile bozulmaya başladığı, ardından farklı kentsel dönüşüm
uygulamalarıyla kısmen yok olduğu tespit edilmiştir. Sadece kent içinde değil,
kentin çeperlerinde yer alan askeri savunma ve gözlem amaçlı inşa edilmiş ve
geçmiş dönemlerde kent morfolojisinde önemli bir yere sahip olan yapı ve yapı
gruplarının da günümüzde işlevlerini kaybettikleri ve giderek daha da harap
hale geldikleri saptanmıştır.
Bu çalışma ile
birlikte 16. yüzyıl Erken Osmanlı döneminde şekillenmeye başlayan bir Doğu
Anadolu kenti olan Kars’ta 19. yüzyıl itibariyle sona eren bu tarihsel sürecin
günümüz bağlamında ne ölçüde saptanabildiği incelenerek, bugüne kadar tarihinde
birçok felaket, savaş ve kuşatma bulunan bir yerleşimden 21. yüzyılda geriye
kalanlar tanımlanmıştır. Bu tanımlama, morfolojik değişimini sürdüren kentlerde
yer alan tarihi dokuların, kentlerin planlaması sürecinde oynaması gereken
rolünün tartışılmasına olanak sağlamaktadır.