Travma Sonrası İyileşme İçin Toplumsal Dayanıklılık: Topluluk Bahçeleri Aracılığıyla Çocukların Rehabilitasyonu Açısından Antakya Örneği


Kayasü S., Can D., Toprak E. D.

Türkiye’nin Afet Risk Yönetimi 27. Yuvarlak Masa Toplantısı, Ankara, Türkiye, 21 Şubat 2025, (Yayınlanmadı)

  • Yayın Türü: Bildiri / Yayınlanmadı
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışma, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin ardından Hatay-Antakya örneğinde travma sonrası iyileşmeyi ve toplumsal dayanıklılığı incelemektedir. Depremler, Hatay'da 50 binden fazla can kaybına ve 215.255 ağır hasarlı veya yıkılmış konuta neden olmuş , bölgede yaşam alanı sıkıntısı, eğitimde eşitsizlikler ve yaygın psikolojik problemler gibi çok boyutlu sorunlar yaratmıştır. Özellikle, Türkiye'deki çocuk nüfusunun önemli bir bölümünü (%21,3) barındıran deprem bölgesindeki çocuklar, yeşil alan eksikliği, ulaşım problemleri ve eğitimdeki aksaklıklar nedeniyle ciddi kırılganlık göstermektedir.

Bu problemlerin giderilmesine yönelik bir doğa tabanlı çözüm olarak topluluk bahçeleri önerilmektedir. Topluluk bahçeleri, bireylerin bitki yetiştirdiği alanlar olup , ekonomik, çevresel ve özellikle sosyal boyutlarda toplumsal dayanıklılığın inşasına katkı sağlar. Literatür taraması, bu bahçelerin sosyal buluşma noktası yaratma, fiziksel aktiviteyi teşvik etme, öz güven ve esenliği geliştirme, katılımcı iletişim sağlama ve yeşil alanı koruma gibi faydalarını göstermektedir.

Çözümün odak noktası, Hatay'daki çocukların travma sonrası rehabilitasyonuna katkı sağlamaktır. Bu amaçla, topluluk bahçelerinin planlama ve yönetiminde yerel yönetim, Milli Eğitim Bakanlığı, STK'lar ve Avrupa Birliği Fonlarının iş birliğini içeren bir organizasyon şeması sunulmuştur. Önerilen kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler, çocukların aktif katılımını , okullara yakın alanların seçilmesini ve merkezi, erişilebilir konumların (dere boyunca açık alanlar) kullanılmasını kapsamaktadır.

Sonuç olarak, afet sonrası iyileşme sürecinde mekânsal ve teknik etkilerin yanı sıra, özellikle kırılgan gruplara yönelik sosyal dayanışma ve kapsayıcı politikaların önemi vurgulanmakta; doğa temelli çözümlerin uzun vadede sürdürülebilirliğe katkısı belirtilmektedir.

This study examines post-trauma recovery and community resilience in the aftermath of the devastating earthquakes centered in Kahramanmaraş on February 6, 2023, using the case of Hatay-Antakya. The earthquakes resulted in over 50,000 casualties in Hatay and left 215,255 residential units designated for emergency demolition, heavily damaged, or in ruins. The region is grappling with multi-dimensional issues, including housing shortages due to destruction, inequalities in education, and widespread psychological problems. Notably, children in the earthquake zone, who constitute a significant portion of Turkey's child population (21.3%) , exhibit high vulnerability, exacerbated by a lack of green spaces, transportation problems, and disruption to education.

Community gardens are proposed as a nature-based solution to address these challenges. Defined as areas where individuals gather to cultivate flowers, vegetables, and fruits , community gardens contribute to the building of community resilience across economic, environmental, and particularly social dimensions. The literature review highlights their benefits, such as creating social meeting points, promoting intergenerational knowledge sharing, encouraging physical activity, enhancing self-confidence and well-being, fostering participatory communication, and conserving green spaces.

The solution focuses on contributing to the post-trauma rehabilitation of children in Hatay. An organizational structure is presented, featuring collaboration among the central government, Ministry of National Education, local administrations, NGOs, and European Union Funds in the planning and management of the gardens. The proposed short, medium, and long-term strategies encompass ensuring active participation of children, selecting vacant lots near schools , and utilizing central, accessible locations like open areas along the stream.

In conclusion, the study emphasizes the importance of social solidarity and inclusive policies targeting especially vulnerable groups (children) in the recovery process, alongside spatial and technical considerations. It underscores the contribution of nature-based solutions to long-term sustainability.