Cappadocia Journal of Area Studies, vol.1, no.1, pp.48-64, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
The rich background of Turkish-Chinese relations would appear to be
entering a new phase with the Belt and Road Project being spearheaded by the
Beijing government. Turkey’s Central Asian policy, which gained momentum
with the developments following 1991, but which then slowed for a while,
gained a new dimension after 2016. The potential of China’s Belt and Road
Project, Turkey’s expectations from Central Asia, and the extent to which the
methods and dynamics of foreign policy will be useful in these regards are the
main focus of the present study. In our paper, after providing a historical
overview and examination of the events of 1991 and the era that followed,
especially under Ozal’s government, Ozal’s actions and statements indicating
rapprochement, and that are considered important, will be assessed. Following
this, observations and extractions will be made to assess the extent to which
China’s post-2013 Belt and Road Initiative and Turkish foreign policy goals are
in harmony or conflict. Changes in Turkey’s official standpoint as regards to the
Gulen movement and its intensive activities in Central Asia, among a number
of similar structures, have brought a new dimension to the agenda. On the other
hand, the crossing of Turkey’s path by China with the Belt and Road Initiative
makes the matter even more worthy of study. This paper, after addressing all
these details, will hopefully lead to further researches and works, with an
intermediate result for the future rather than a conclusion.
Keywords: Belt and Road, Central Asia, Özal, harmony, conflict, Gulen
movement
Tarihsel arka planı zengin olan Türk-Çin ilişkileri, Pekin hükümetinin
Kuşak-Yol projesiyle yeni bir sürece girmiş gibi görünmektedir. 1991 sonrası
gelişmelerle hız kazanan, ardından bir süre durağanlaşan Türkiye'nin Orta
Asya politikası 2016 sonrası yeni boyutlar kazanmıştır. Çin'in Kuşak-Yol projesi
ile Türkiye'nin Orta Asya'ya dönük beklentilerinin nasıl bir seyir izleyeceği ve
mevcut dış politika yöntem ve dinamiklerinin ne derece işe yaradığı
çalışmamızın ana eksenini oluşturmaktadır. Tarihi bir arka plan sonrası, 1991
ve sonrası gelişmelerin değerlendirileceği çalışmamızda, bilhassa Özal dönemi
yaşanan gelişmelere ve Özal’ın Orta Asya cumhuriyetleri ile yakınlaşma gibi
görünen ve önemli olduğu düşünülen eylem ve söylemlerine atıfta
bulunulacaktır. Bilahare Çin'in 2013 sonrası başlayan Kuşak-Yol girişiminin ve
Türk dış politikası hedeflerinin ne denli uyum ve çatışma içine gireceğine dair
gözlem ve çıkarımlar değerlendirilecektir. Türkiye’nin 2016 sonrası özellikle
Orta Asya ülkelerinde de yoğun faaliyeti olan Gülen hareketi ve benzeri
yapılanmalara karşı olan resmi tavrındaki değişiklikler yeni bir boyutu da
beraberinde getirmiştir. Öte yandan akraba ve komşu sayılan devletler ile
ilişkilerin zaten gel-gitler yaşadığı bir dönemde bir de Çin’in Kuşak-Yol projesi
ile Türkiye’nin belki de yoluna çıkması meseleyi daha da ilginç hale
getirmektedir. Çalışmamız tüm bu detayların ardından bir sonuca ulaşmak
yerine geleceğe dönük bir ara sonuç ile başka araştırma ve çalışmalara zemin
hazırlamak ümidindedir.
Anahtar kelimeler: Kuşak ve Yol, Orta Asya, Özal, uyum, çatışma, Gülen
hareketi