Destek Yayınları, İstanbul, 2014
21. yüzyıla girerken günümüz insanının değişmeyen ortak hedefi
yaşam kalitesini yükseltmek. Bütün açılımlar ve ortaya konan tüm
gayretlerin merkezinde daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşma ve sürdürme
hedefinin yer aldığını söylemek, umarım abartılı olmaz.
Artık insan için yaşam kalitesini yükseltmenin daha kolay ve ulaşılabilir
bir yolu da yaşamın ortaya çıkardığı problemlerden olabildiğince
kaçma becerisinde ve gündelik problemlerini dışarıdan hizmet
alarak çözme eğilimde saklı. Teknolojiyi en üst düzeyde kullanarak
sorunlarını çözmek ve yaşam kalitesini artırmak için çaba sarf eden
günümüz tüketicisi, bu rahat düşkünlüğü içinde problem çözme becerisini
de yitirmeye başladığını bir şekilde göz ardı etme eğilimini
sürdürüyor. Halbuki artan tüketim talebi her gün yeni ürün, hizmet
ve pazarlama yöntemlerinin ortaya çıkmasına neden olmakta.
Bu talep artışının ana kaynağı ise insanın doymak bilmeyen kalite
beklentisi. Daha problemsiz ve daha kaliteli bir yaşam, ulaşım, eğitim
ve sağlık hizmeti almayı hedefl eyen günümüz tüketicisi, tüm bu
hizmetleri anında, kaliteli ve ucuz, sürdürülebilir hatta kişiye özel
çözümler şeklinde talep etmeyi bir yaşam kalite göstergesi olarak algılıyor
ve bu hizmetlerin de yeniden tanımlanması çoğu kez yaratıcı
ve yenilikçi çözümler gerektirdiği için karşımıza problem çözme yeteneğine
sahip bir yaratıcı güce karşı artan ihtiyaç çıkıyor.