Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, cilt.59, sa.1, ss.529-542, 2019 (Hakemli Dergi)
Jacques Lacan'ın psikanalitik kuramlarını sorunsuz bir şekilde yapısalcı ya da
postyapısalcı bir zeminde değerlendirmek, yaşadığı dönüşümlerden dolayı ve yapısalcı
olarak gruplandırıldığı döneminde postyapısalcı öğeleri, postyapısalcı olarak
gruplandırıldığı döneminde ise hâlâ bazı yapısalcı öğeleri barındırdığı için hatalı bir
yaklaşım olur. Tıpkı Fransız düşünür Roland Barthes'ın düşünsel evriminde olduğu gibi,
Lacan'ın da yapısalcı döneminde, özneyi imleyenin etkisinde bir süreç ya da 'operasyonel
bir nosyon' olarak alması ve istikrarlı olamayan ontolojik bir zemine oturtması gibi
postyapısalcı izler görmek olasıdır. Postyapısalcı olarak nitelenen döneminde de,
yapısalcı düşüncenin belirleyici özelliklerinden olan topolojiye olan ilgisinin, ve değişik
psişik fenomenlerin bir topoloji üzerinden anlatılması eğiliminin korunması; psişik
mekanizmaların anlaşılmaya çalışılması; ve bir gerçeklik arayışı gibi öğelerin
korunduğunu görürüz. Yine de Lacan'ı okurken ve onun kuramlarını çözümlerken bu
kuramların hangi dönemine ait olduğunu bilmek, yapılan çalışmanın iç tutarlılığı ve olası
bir mantık hatasına düşmemek için önemlidir. Bu çalışmada Lacan'ın klinik pratiğinden
ziyade, onun psikanalitik kuramlarının yapısalcılık ve kısaca postyapısalcılık
bağlamında bir değerlendirmesi yapılacaktır. Bu çalışma Lacan'ın kuramlarının
yapısalcılık ve postyapısalcılık arasında bir eşiğe yerleştirilmesinin daha doğru olacağını
savunur.