Lefkoşa'nın İki Duvarı: Bölünmenin Geçerliliği


Creative Commons License

ÖZDEMİR S.

İdealkent, cilt.9, sa.23, ss.30-57, 2018 (TRDizin) identifier

Özet

Duvarlar kentin ve medeniyetin insan eliyle oluşturulmuş mimari ve sanatsal parçalarıdır. Duvarların iki yüzü vardır. Bu nedenle hem koruma, kapsama ve aidiyet sembolü olurken hem de ayırma ve dışarda bırakmayı da sembolize etmektedirler. Bu çalışmada Dünyanın son bölünmüş başkenti olan Lefkoşa’da duvarların bu iki yönü ele alınmıştır. İlk olarak duvar yapısının anlamları ve duvarlara yönelik kavramlar tartışılmış olup, duvarın kent için birleşitirci ve ayrıştırıcı bir eleman olarak rolü irdelenmiştir. Birleştirici olarak kabul edilen duvarlı-surlu kentler de dahil olmak üzere duvar elemanı beraberinde gerileme ve terkedilme gibi sosyo-mekansal sorunları da getirebilmektedir. Bu bakış açısı doğrultusunda dünya genelinde duvarlarıyla bilinen ve seçilmiş duvarlı-surlu kentler hem gerileme sorunları hem de bu sorunlara yönelik kentsel tasarım yaklaşımları kapsamında incelenmiştir. Bu kapsamda birleştirici duvarlara sahip olarak değerlendirilebilecek Belçika’nın Bruges ve Malta’nın Valetta kentleri içerdikleri sorunlar ve bu sorunlara yönelik geliştirilen kentsel tasarım odaklı yaklaşımlar ışığında incelenmiştir. Benzer şekilde ayrıştırıcı duvarlara sahip olan ve bölünmüş kent olarak tanınan Belfast ve Berlin kentleri de bu çerçevede irdelenmiştir. Ardından hem birleştirici hem de ayırıcı nitelikte duvarlara sahip olan Lefkoşa-Suriçinin duvarlarının tarihsel oluşumu ele alınarak kentin ikili duvarlı yapısı ortaya konulmuştur. Bu kapsamda Lefkoşa Suriçine yönelik bugüne kadar yapılan teorik çalışmalar ve müdahale biçimleri de değerlendirilmiş ve eleştirilmiştir. Çalışmanın sonunda paylaşılan ortak değerler de gözetilerek ileriye yönelik tasarım odaklı öneriler sunulmuştur.
Walls are the artificial and artistic structures of urban civilization. They are symbols of protection and belonging as well as segregation and exclusion. In this study, those two faces of walls are investigated for the last divided capital of the world; Lefkoşa. Firstly, the meanings and the concepts of wall are discussed with respect to two main aspects that a wall can be a unifier and divider element of urban space. Whether the walls in cities may provide a sense of unity, they may lead to decline and obsolescence problems in social and physical urban space. In order to illustrate the validity of this perspective, the well-known cities having walls are evaluated including urban design approaches towards their decline problems. In this respect, two cities having unifier walls are firstly investigated as Bruges of Belgium and Valetta of Malta. Then two other cities known as divided cities by having divider walls as; Belfast and Berlin are discussed. Afterwards, the walled city of Lefkoşa, having both divider and unifier walls, is examined in historical manner. The interventions and proposals for the walled city of Lefkoşa are evaluated and criticized. At the end of the study, further suggestions are discussed by considering the unified values of the city.