Septet: A Journal of Humanities and Social Sciences, cilt.1, sa.1, ss.28-47, 2022 (Hakemli Dergi)
Özgürlük temelli
bir potansiyel barındırmalarına karşın, karşı-bellek çalışmaları çoğunlukla
insan-merkezlidir, zira bu çalışmalarda temel referans noktası olarak ‘insan’
kategorisi ele alınır. Hem Michel Foucault hem de maddeci ekoeleştiri ve
posthümanizm gibi çağdaş yaklaşımlar bellek kavramını hali hazırda insan ve
insandışı unsurların arasındaki dolanıklı ilişkiler bütünü olarak görür. E. M.
Forster’ın Hindistan’a Bir Geçit
romanı Hindistan ekosistemindeki insandışı unsurların sömürgeciliğe karşı
geliştirdikleri sayısız karşı-bellek direnişini betimlemesi bakımından böyle
bir bellek okumasına olanak verir. Batı felsefesindeki insan merkezli
eyleyicilik tanımı romanda insandışı aktörleri de vurgulayarak yeniden ele
alınır. Günlük yaşamın işleyişinde her an kendilerine yer açabilen bu eyleyici
aktörler, insanın özerk ve hür irade sahibi olduğu inancıyla nesneler dünyasını
hiyerarşik çizgide şekillendirmeyi amaçlayan insan-merkezli düşünce biçimini
tersyüz eder. Post-antroposantrik yaklaşım ve karşı-bellek birlikteliği bu
bakımdan özgün bir okuma fırsatı sunar çünkü bu yolla insanın ayrıcalıklı
konumunun sadece ‘şu anda’ değil gezegenin geniş hafızasında da sorgulanması
olanağı doğar. Bu kuramsal birliktelikten hareketle ortaya çıkan bu çalışma,
romandaki insandışı aktörlerden gelen karşı-bellek direnişlerine odaklanmayı
amaçlar ve sonuç kısmında Michel Foucault, Karen Barad ve Serenella Iovino’nun
eserlerinden esinle, karşı-bellek çalışmalarına yeni bir kavram – karşı-bellek iç-eylemleri- sunar.
Despite their emancipatory potential, studies in counter-memory have been
predominantly anthropocentric in that they have taken the category of the human
as the main frame of reference. Both Foucault’s body of work and contemporary
approaches - material ecocriticism and posthumanism- address the field of
memory as an entangled mesh of relations between human and nonhuman actors. E.
M. Forster’s A Passage to India allows
room for a study of memory in this respect as it maps out numerous instances
where nonhuman members of the Indian ecosystem mount a counter-memorial
resistance against colonialism. The human-centred definition of agency in
Western philosophy is re-evaluated in the novel with an emphasis on nonhuman
agents as well. Claiming visibility at any time in the functioning of daily
life, these agents subvert the anthropocentric thinking that aims to shape the
world of objects hierarchically with a firm belief in autonomous and rational
subjectivity. The coupling of post-anthropocentric approach with counter-memory
opens up space for an authentic mode of reading because in this way, the
privileged position of the human can be interrogated not only in the “here and
now” but also in the wider memory of the planet. This paper aims to focus on
the counter-memorial challenges coming from other-than-human agents in the
novel, and inspired by the works of Michel Foucault, Karen Barad and Serenella
Iovino, it offers in the concluding part a new term, counter-memorial intra-actions, to the field of counter-memory
studies.