MİMARLIK, sa.424, ss.40-43, 2022 (Hakemli Dergi)
Türkiye’de eğitim ve kamu yapılarını tip projeler aracılığıyla elde etme yöntemi Cumhuriyet öncesine gitmektedir. 2000’li yıllar sonrasında gerek deprem güvenliği gerek kapasite artışları gerekse de mevcut yapıların bazılarının ekonomik ve fiziksel ömürlerini doldurmuş olmaları nedeniyle çok sayıda okul yapısının yenilenmesi gündeme geldi. Kamu eliyle gerçekleştirilen ve mevcut okulların yenilenmesini öngören "İstanbul’un Sismik Riskten Arındırılması Projesi" (İSMEP) özel bir örnekleme alanı olarak öne çıkmaktadır. İSMEP kapsamında deprem güvenliği ileri sürülerek yıkılıp yeniden yapılmasına karar verilen okulların kapasiteleri de artırılarak aynı arsada, kendi bağlamına ait bir biçimde tasarlanmaları öngörülüyordu. Mimarlar Odası’nın 2020 Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri programında proje dalında ödül adaylığına layık görülen Silivri Ortaokulu bir yandan kendi özgün konumu ve program girdileri içinde şekillenirken öte yandan içinde yer aldığı İSMEP bütünlüğü içinde anlam ve değer kazanıyor. Yazı bu okul örneğinden yola çıkarak tip projelere alternatif olabilecek bir süreci değerlendiriyor.