Kişisel Olan Politiktir: Kadınlara Yönelik Eviçi Şiddet Verisi ve Politika, İlknur Yüksel-Kaptanoğlu, Editör, NotaBene Yayınları, İstanbul, ss.191-226, 2020
Kadına yönelik şiddet olgusu uluslararası literatürde farklı boyutlarıyla ele alınmaktadır. İlgili literatürde şiddet gösterenin profili (Hamberger ve Hastings, 1986; Roberts, 1987; Johnson, 2006; Murrell vd., 2007; Caetano vd., 2008), şiddet görenin demografik özellikleri (Dutton, 1993; Caetano vd., 2008), şiddet gören ve gösteren arasındaki ilişkinin niteliği (Shupe vd., 1987; Brookoff vd., 1997; Flake ve Forste, 2006) üzerine araştırmalar dikkat çekmektedir. Türkiye’de de benzer konulara odaklanan çalışmalar mevcuttur (Altınay ve Arat, 2009; Balcı ve Ayrancı, 2005; Kocacık vd., 2007; Sallan Gül, 2013; Yüksel-Kaptanoğlu vd., 2012; Öztürk ve Babacan, 2014). Bu çalışmaların ortak özelliği şiddet olgusunun nedenlerini ve sonuçlarını incelemeleridir. Bu çalışmada, diğerlerinden farklı olarak, şiddet gören kadınların kadına karşı şiddete ilişkin tutumları ve sahip oldukları kaynaklarla şiddete verdikleri tepkiler arasındaki ilişkiyi anlamayı amaçlamaktayız. Zira, kadına yönelik şiddete karşı mücadelede birincil amaç şiddetin ortaya çıkmasını engellemek ve şiddet içermeyen ilişki dinamiklerinin gelişmesini desteklemek olsa da, şiddet yaşandığında hangi dinamiklerin kadının şiddeti kabullenmeyip tepki vermesini mümkün kıldığını / kolaylaştırdığını anlamanın da şiddetle mücadeleye katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 2014
yılında yürütülen “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması” verilerini kullandığımız bu çalışmada, kadınların kadına
karşı şiddete dair tutumları ile eğitim, düzenli ve gelir getiren iş gibi
ekonomik, sosyal ve kültürel kaynaklara ulaşma araçlarının, şiddet
barındıran bir ilişkiye katlanma ya da ilişkiye son verme olasılığını
nasıl etkilediğini ele aldık. Evlilik deneyimi sırasında şiddet gören
kadınların kadına yönelik şiddete ilişkin tutumlarının ve sahip oldukları ekonomik, sosyal ve kültürel kaynakların şiddete verdikleri
tepkiyi biçimlendirdiğini öngörerek başladığımız bu çalışmada, temel varsayımımız, kadının, kadına karşı şiddeti onaylamayan tutumları benimsedikçe ve sahip olduğu kaynaklar arttıkça şiddet barındıran bir ilişkiye son verme eğiliminin artacağı, yani bir diğer deyişle
şiddet içeren ilişkiden uzaklaşacağı ve kendini korumak amaçlı bir
adım atacağı yönündedir. Bu bölümde, öncelikle kadının tutumu ve sahip olduğu kaynakların kadına yönelik şiddete verdiği tepki ile arasındaki ilişki konusundaki çalışmalara değinerek teorik ve
kavramsal bir çerçeve sunmaktayız.