İzmir İl Merkezindeki Toprağın Jeokimyasal ve Mineralojik Özelliklerinin Sağlık Açısından Risk Değerlendirmesindeki Önemi


Kılıç A., Toksoy Köksal F.

76. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Ankara, Türkiye, 14 - 19 Nisan 2024, ss.542, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.542
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İzmir il nüfusunun yaklaşık %25'ini oluşturan Bayraklı, Bornova ve Konak olmak üzere üç ilçeden alınan toprak ve kayaç örneklerinin jeokimyasal özellikleri bu ilçelerin bazı bölgelerinde insanlar için potansiyel sağlık riskleri oluşturmaktadır. Be nedenle, bu ilçelerden alınan örneklerin jeokimyasal ve mineralojik özelliklerinin karşılıklı analiziyle, kayaç ve toprak, farklı toprak seviyeleri ve potansiyel olarak riskli elementler ve mineraller arasında bulunan olası ilişkilerin belirlenmesi ve irdelenmesi gerekmiştir. Bu bağlamda, bu çalışma Xışını difraktometresi (XRD) ve tane boyu analiz verileriyle daha önce indüktif olarak eşleşmiş plazma kütle spektrometresi (ICP-MS) ile elde edilen jeokimyasal veri bulgularını birleştirerek örneklerin mineralojik özelliklerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Kil minerallerinin yüksek katyon değiştirme kapasiteleri (KDK) nedeniyle ağır metal ve yarı metalleri bünyelerine hapsedebildikleri bilinmektedir. Bu nedenle, toprak örneklerinde bulunan kil boyutlu, kil (simektit, kaolinit ve illit grupları) ve diğer minerallerin dağılımları göz önüne alınarak örneklerin jeokimyasal verileri ile mineralojik verileri karşılaştırılacaktır. Bazı bölgelerde tespit edilen yüksek risk bulguları ile mineralojik verileri karşılaştırarak zehirliliğin (toksidite) kil mineralleriyle ya da potansiyel toksik element içeren minerallerle ilişkilendirilebilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, kil minerallerinin zehirliliğin etkin olduğu alanlara sonradan eklenerek toprak rehabilitasyonu amacıyla kullanılabilmeleri de mümkün olduğu için toprak örneklerinde bulunan kil fraksiyonlarını (<2 µm) ayırt etmek yüksek önem taşımaktadır. Toprakta bulunan elementlerin ve minerallerin toz halinde insan vücuduna farklı yollarla (soluma, yutma ve deri emilimi) girebildiği bilinmektedir, ancak vücuda alınan bu tozların yaratabileceği olası etkiler biyoerişilebilirlik ile anlaşılabilmektedir. Biyoerişilebilirlik, toprak partiküllerinde bulunan potansiyel zehirli (toksik) elementlerin belli bir oranda biyolojik bir sistem (canlılar) tarafından emilebilmesi anlamına gelmektedir, biyoerişilebilirlik açısından bakıldığında topraklarda bulunan elementlerin ve farklı tane boylarına sahip olduklarında minerallerin vücuda olan etkilerinin iyi ya da kötü olarak farklılaştığı bilinmektedir. İzmir kent merkezinden alınan örneklerin tane boyu analiz sonuçları ve diğer analiz verileri kullanılarak biyoerişilebilirlik anlamında olası sonuçları bu çalışma sayesinde ortaya konulabilecektir. Veri değerlendirmesi halen devam etmekte olup çalışmadan çıkacak sonuçlar, kapsamlı bir analitik yaklaşımla İzmir kent merkezinden alınan kayaç örneklerinin jeokimyasal ve mineralojik, toprak örneklerinin jeokimyasal, mineralojik ve tane boyu özellikleriyle ilişkili olarak sahip olduğu tıbbi jeolojik riskler hakkında sahip olunan anlayışımızı geliştirmeyi sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Biyoerişilebilirlik, jeokimyasal araştırma, tane boyu analizi, tıbbi jeoloji, XRD.

The geochemical characteristics of soil and rock samples from three districts, namely Bayraklı, Bornova and Konak, which account for approximately 25% of Izmir's provincial population, pose potential health risks to humans in some areas of these districts. Therefore, by mutual analysis of the geochemical and mineralogical properties of the samples from these districts, it is possible to identify and evaluate possible relationships between rock and soil, between different soil levels, and between potentially risky elements and minerals. In this context, this study aims to reveal the mineralogical properties of the samples by combining X-ray diffractometer (XRD) and grain size analysis data with geochemical data findings previously obtained by inductively coupled plasma mass spectrometry (ICP-MS). Clay minerals are known to adsorb heavy metals and semi-metals within their structures because of their high cation exchange capacity (CEC). Therefore, geochemical data and mineralogical data of the samples will be compared by taking into account the distribution of clay minerals (smectite, kaolinite and illite groups) and clay sized other minerals in the soil samples. Comparison between the mineralogical data and high risk findings in some areas by geochemical data may result in associating the toxicity with clay minerals or minerals containing these potentially toxic elements. Furthermore, it is of high importance to distinguish clay fractions (<2 µm) in soil samples, as it is possible to use clay minerals for soil rehabilitation by adding them to areas where toxicity is active. It is known that elements and minerals in soil can enter the human body in the form of dust in different ways (inhalation, ingestion, and dermal absorption), but the possible effects of these dusts can be understood by bioaccessibility, which means at a certain rate, absorption capacity of potentially toxic elements in soil particles by a biological system (living beings). It is known that the effects of minerals and elements in soils on the body differ in beneficial or harmful manners when they have different grain sizes. Investigating soil samples from Izmir city center, using the data from grain size analysis and other analyses, possible results in terms of bioaccessibility may be revealed in this study. Data evaluation is still ongoing, and the results of the study with a comprehensive analytical approach taken will enable us to improve our understanding of the medical geological risks associated with the geochemical and mineralogical properties of rock samples and the geochemical, mineralogical and grain size properties of soil samples taken from Izmir city center. Keywords: Bioaccessibility, geochemical research, grain size analysis, medical geology, XRD.