Ankyra’dan Ankara’ya: Çok Katmanlı Kentin Kolektif Hafızasının Mekânsal İzlerini CBS Ortamında Çözümlemek ve Değerlendirmek


Creative Commons License

Üstün Z. B., Bilgin Altinöz A. G.

TMMOB 8. Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi, Ankara, Türkiye, 20 - 22 Kasım 2024, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Eski dönemlerden beri sürekli yerleşim yeri olmaları nedeniyle tarihi süreklilik içinde farklı dönemlerin ve kültürlerin mekânsal izlerini bir arada barındıran kentleri ‘çok katmanlı kentler’ olarak tanımlamak mümkündür. Tarihsel süreklilik içinde her bir dönemin daha önceki dönemlerle ilişkili olarak şekillenen mekânsal yapısı, kentin tarihsel, kültürel ve fiziksel derinliğine ve zenginliğine katkıda bulunur (Bilgin Altınöz, 2021). Çok katmanlı kentlerin bugünkü yapısı farklı dönemlerin fiziki varlıkları kadar kentlerinin onlara yüklediği anlamlarla birlikte kolektif hafızanın mekânsal izlerini barındırır. Kentin farklı katmanlarının mekânsal izleri kimi zaman daha sonraki dönemlerde de bazı değişikliklerle birlikte fiziksel, işlevsel ve anlamsal olarak varlıklarını devam ettirebilseler de, kimi zaman fiziki olarak var olmalarına rağmen güncel kentle bağlarını ve kentli için anlamlarını yitirerek unutulurlar. Hem kentsel mekânda, hem de kentlinin bilincindeki yerleri ve anlamları yitirildikçe, tarihsel katmanlaşmanın izleri zamanla tamamen yok olur; bu da kentin çok katmanlı yapısının zamanla kaybedilmesine neden olur. Oysa ki, çok katmanlı kentlerin tarihsel, kültürel ve fiziksel derinliğini ve zenginliğinin en önemli göstergesidir. Zanchetti ve Jokilehto'nun (1997) vurguladığı gibi, bir kentin sahip olduğu en önemli değerlerden biri, çeşitlilik/özgünlük bütünlüğü içinde farklı dönemler arasında bir süreklilik çizgisi oluşturabilme kapasitesinde yatar. Bu nedenle, çok katmanlı kentlerde tarihsel katmanlaşmanın ve kollektif hafızanın mekânsal izlerini ortaya çıkarmak, mümkün olduğunca bilinir ve anlaşılır kılmak ve günümüz kenti ve kentlisiyle bütünleşmesini sağlamak büyük önem taşır.

Çok katmanlı kentlerde tarihsel sürekliliğin ve kolektif hafızanın mekânsal izlerinin unutulmaması için öncelikle bu izleri ortaya çıkarmak, çözümlemek, değerlendirmek, daha sonra da kentte görünür ve bilinir kılınarak kentin yaşamıyla bütünleşmesi ve anlam kazanması için kararlar geliştirmek gerekir. Bu noktada tarihsel ve güncel yazılı ve görsel kaynaklardan kentin farklı dönemlerinin fiziki yapısına dair farklı bilim alanlarının çalışmalarından arkeoloji tarih sanat tarihi mimarlık planlama gibi farklı bilim alanlarının çalışmalarından elde edilen verilerle birlikte mevcut kentteki gözlem ve belgelerle bu verileri mekânsal ulaştırılması yapılandırılması kullanılabilir bilgiye dönüşmesi çok büyük önem taşır. Çok katmanlı kentin tarihsel katmanlaşmasına ilişkin kapsamlı, doğru ve kullanılabilir bilgi, kentin çok katmanlı karakterini sürdürebilmek için koruma karar alma sürecini desteklemelidir. Bu da çeşitli kaynaklardan gelen karmaşık ve büyük miktarda verinin işlenmesini gerektirmektedir. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), çok katmanlı kentlerin çok boyutlu dinamik doğasına uygun bir ortam sunmakta ve kentin farklı katmanlarına ilişkin olarak farklı araştırmalardan ve kaynaklardan gelen karmaşık ve büyük miktardaki mekânsal verilerin öz nitelik verileriyle birlikte ele alınmasına ve değerlendirilmesine imkân sağlamaktadır (Bilgin Altınöz 2003).

İlk çağlardan itibaren sürekli yerleşime maruz kalan Anadolu'daki kentlerin büyük çoğunluğu, tarihsel gelişim süreçleri içinde farklı katmanlar olarak farklı dönemlerin fiziksel izlerini taşımakta, bu nedenle de çok katmanlı kentler olarak adlandırılmaktadır. Çok katmanlı kentlerde, çeşitlilik ve özgünlük yoluyla kent kimliğine katkıda bulunan şey, farklı katmanların birlikteliği ve birbirleriyle olan ilişkileridir. Ne var ki, günümüzde, çok katmanlı Anadolu kentlerinin çoğu, çok katmanlı karakterlerini kaybetme ve tek boyutlu alanlara dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bunun birçok nedeninin yanı sıra en önemli nedenlerinden biri, kentin tarihsel katmanlaşmasına yönelik mekânsal verilerin bir araya getirilerek kullanılabilir bilgiye dönüşememiş; mekânsal karar verme süreçlerinde yer alamamış, buna paralel olarak kentin tarihsel katmanlaşmasına yönelik bilincin oluşamamış olmasıdır.

Türkiye'nin başkenti Ankara, çok katmanlı kent özelliği taşır. Tarih boyunca jeopolitik konumu nedeniyle Anadolu’daki önemli yolların kesişiminde yer alan Ankara sürekli olarak yerleşim yeri olma özelliğini korumuş; farklı kültürlere ev sahipliği yapmıştır (Aydın vd., 2005). Ancak günümüz Ankara'sı incelendiğinde tarihi ve fiziki derinlik algılanamamaktadır. Planlama çalışmalarında Ankara için koruma alanları parça parça tanımlanmıştır. Kentsel mekânda tarihsel süreklilik aslında çok boyutlu bir konu iken, tarihsel dönemler sadece parçalı olarak algılanmakta ve bütünlükleri ön planda tutulmamaktadır. Bu nedenle başkent derinliğini kaybetmekte ve kentliler Ankara'yı hiçbir zaman çok katmanlı bir kent olarak algılamamaktadır. Kent bütünüyle anlaşılmadığında ve değerlendirilmediğinde bu tarihsel süreklilik tehdit altına girmekte ve giderek yok olma riski taşımaktadır. Bu nedenle hem merkezi ve yerel karar vericilerinin hem de vatandaşların bu önemin farkında olmalarını sağlamak için tarihsel katmanlaşmanın izlerinin bilinir kılınması gereklidir. Bu doğrultuda bu çalışmanın amacı, çok katmanlı kentlerde kentin çeşitli bölgelerinde bulunan farklı tarihsel dönemlere ait bileşenlerin bilinir hale gelmesi, hem dikey hem de yatay düzlemde mevcut kentsel bağlamla ilişkisinin anlaşılması ve değerlendirilmesidir. Bu doğrultuda öncelikle kentin tarihsel katmanlarının anlaşılmasına ihtiyaç vardır.

Ankyra’dan Ankara’ya çok katmanlı kentin tarihsel sürekliliği içinde var olmuş farklı dönemlerinin mekânsal izlerine dair arkeoloji, tarih, sanat tarihi, mimarlık, planlama gibi farklı disiplinler tarafından araştırma ve çalışmalar yürütülmüştür. Ancak, bütün bu araştırma ve çalışmaların sonucunda üretilmiş veriler, çoğu kez birbirleriyle ilişkilendirilmemiş olarak, farklı kaynaklarda yer almaktadır. Bu noktadaki en büyük eksiklik, Ankara’nın farklı dönemlerine dair verileri bir araya getirilip yapılandırılmasını, mekânsal olarak ilişkilendirilmesini, çözümlenmesini ve değerlendirilmesini sağlayacak bir mekânsal bilgi yönetim sisteminin olmamasıdır. Bu durum da, Ankara kentinin çok katmanlı özelliğinin bilinmesini ve görünmesi engellemektedir. Dolayısıyla, Ankara’nın tüm tarihi dönemleri (Tarih öncesi dönem, Antik, Geç Antik, Türk-İslam, Cumhuriyet) ile ilgili çok boyutlu ve karmaşık bilgiyi mekânsal olarak bir araya getirmek çok önemlidir. Bu sayede, kentlinin bilmediği veya fark etmediği çok katmanlılık mekânsallaştırarak bilinir hale getirilmiş ve kentin çok katmanlılığı kolektif bilinçte yer edinebilmiş olacaktır. Bu kapsamda, tarihsel katmanlaşmaya dair var olan veriyi yapılandırıp kullanılabilir mekânsal bilgiye dönüştürerek, başka kentliler ve karar vericiler olmak üzere, farklı paydaşların anlayabileceği ve erişebileceği bir CBS ortamı oluşturulmuş; bunun aynı zamanda koruma ve planlama sürecine yönelik bir karar destek sistemi olarak katkı sağlaması hedeflenmiştir. Bu doğrultuda, çok katmanlı bir kent olan Ankara’nın farklı dönemlerine ait verilerin bir araya getirilmesi, yapılandırılması, analiz edilmesi ve değerlendirilmesi için CBS tabanlı bir mekânsal bilgi yönetim sistemi oluşturulmuştur. Bu doğrultuda, farklı disiplinlerin günümüze dek oluşturmuş olduğu arkeolojik ve tarihsel veriler bir araya getirilerek Ankara’nın görünmeyen tarihsel derinliği görünür ve bilinir hale getirilmiş; bunun aracılığı ile de tarihsel katmanların kent ve kentli ile bütünleşmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Dolayısı ile uzamsal zekâ aracılığı ile bilgiden bilince, bilinçten de korumaya giden bir çerçeve çizilmiştir. Tarihi katmanlaşmayı ve çok katmanlı alanları tam olarak anlayabilmek için her bir dönemin mekânsal bileşenleri öz nitelik verileriyle birlikte katmanlar halinde oluşturulmuş; bunların bir araya gelmesiyle kentin plano-volümetrik planı elde edilmiştir (Bilgin 1996; Bilgin Altınöz 2002).

Tarihi katmanları CBS ortamında oluştururken, çeşitli araştırmalarda üretilen farklı haritalar coğrafi olarak referanslandırılmış ve dönemin bileşenlerini içeren mekânsal veri tabanı üretilmiştir. Kentin her tarihsel dönemi için CBS’de sayısallaştırılan bileşenler dönemi en iyi yansıtan ana yapılar, kentin ana ulaşım – dolaşım sistemi, ana açık – kamusal alanları, kentin sınırları (yerleşimin yayıldığı/sınırlandığı alan) olarak belirlenmiştir. “Plan-volümetrik” haritaların hazırlanması ve yapılara ilişkin karmaşık bilgilerin depolanması ve görselleştirilmesine olanak sağlayan CBS ortamında tarihsel dönem bileşenleri için birçok öznitelik verisi işlenmiştir. Yapılar ve dönemsel kimlik alanları için adı, kategorisi, işlevi, dönemi, günümüzdeki varlık durumu, bilginin kaynağı, fiziksel ve işlevsel süreklilik düzeyleri, fiziksel, işlevsel, görsel, bilgisel bütünleşme düzeyleri öznitelik tablosuna işlenmiştir. Ana eksenler için adı, işlevi, dönemi, hiyerarşisi, günümüzdeki varlık durumu ve bilginin kaynağı öznitelik tablosuna işlenirken, ana açık alanlar için de adı, türü, dönemi, kategorisi, işlevi, günümüzdeki varlık durumu ve bilginin kaynağı işlenmiştir. Bütün tarihi dönemlerin bu bileşenleri mevcut kent ile üst üste çakıştırıldığında ve bütünleşme düzeyleri veri tabanına işlendiğinde, tarihsel süreklilik alanları, sürekliliğin bozulduğu alanlar, çok katmanlı kültürel miras alanları, kentin her dönemini en iyi yansıtan kimlik alanları ve bunların mevcut kent ile bütünleşme düzeyleri ortaya çıkarılmıştır.

Bu çalışmanın sonucunda Ankyra’dan Ankara’ya çok katmanlı kentin tarihsel süreklilik içinde var olmuş farklı katmanlarına ilişkin verileri bir araya getiren, yapılandıran, ayrı ayrı çözümleyen, birbirleriyle ve günümüz kentiyle ilişkilerini değerlendiren bir mekânsal bilgi yönetim sistemi oluşturulmuştur. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Ankara’nın kültürel miras alanlarının günümüz kenti ile bütünleşme durumu incelendiğinde, sonuçlar bu tarihsel derinliğin kent ve kentli ile yeterli düzeyde bütünleşemediği, dolayısı ile de kolektif bilinçte yer edinemediğini göstermiştir. Mevcut durum göz önünde bulundurulduğunda, tarihsel katmanlaşmaya ilişkin mekânsal bilginin eksikliği nedeniyle kentin ve kentlilerin bu çok katmanlı karakterin farkındalığından yoksun olduğu ortaya çıkmıştır. Fiziksel olarak kültürel miras alanlarının erişilebilirliği ve işlevsellikleri, günümüz kentiyle bütünleşmesi için çok önemlidir. Fakat, çoğu kültürel miras alanının erişimindeki kısıtlar veya işlevlerin kentlinin yalnızca kısıtlı bir bölümünü kapsaması gibi sebeplerle kent ve kentlinin büyük bir bölümünden kopmuş durumda oldukları saptanmıştır. Ayrıca, kültürel miras alanlarının görünürlüğü ve algılanabilirlikleri de görsel bütünleşme açısından önem taşımaktadır. Görünürlüğü engelleyen unsurların varlığı, miras alanlarının algılanmaması, görünememesi ve giderek kentsel dokudan izole bir biçimde kalarak korunamamalarına da sebep olmaktadır. Farklı tarihsel dönemlerin kimlik alanlarının büyük bir bölümü bütünleşme açısından yukarıda belirtilen problemleri yaşamakta ve bu da kültürel mirasın sürdürülebilirliğine tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu çalışma kapsamında CBS ortamında oluşturulmuş olan Ankara tarihi mekânsal veri seti ve bütünleşme dereceleri, kültürel mirası koruma konusundaki karar vericiler için önemli bir mekânsal karar destek sistemi olma potansiyeline sahip olup, mekânsal planlar için bir girdi sağlamaktadır.