Nüfusbilim Dergisi, cilt.44, sa.1, ss.27-58, 2022 (Hakemli Dergi)
Mobilite çalışmaları fiziksel ve ilişkisel olan mobiliteleri, insanların yanı sıra nesnelerin, fikirlerin ve anlamların mobilitesini kapsayan ve yeni gelişen kuramsal bakış açısı sunmaktadır. Aynı zamanda mobilite çalışmaları hareketliliğin toplumsal cinsiyetli olduğunun altını çizmekte böylelikle mobiliteye söylem ve temsil düzeyinde verilen anlam ve mobilite deneyim ve anlatıları toplumsal cinsiyete göre değişmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de bu konuda yapılan yayınların toplumsal cinsiyet boyutu üzerinden incelenerek bu yaklaşımın kullanıldığı alanlar için bir tespit yapmak ve mobilite çalışmalarının potansiyeli ve sınırlılıklarını ortaya koymak hedeflenmiştir. Bu doğrultuda, öncelikle mobilite çalışmalarının göç çalışmalarından ayrıldığı noktalar irdelenmiş ve bu literatüre olası katkısı tartışılmıştır. Ardından Ulusal Tez Merkezi ve Dergipark’ta ilgili anahtar sözcüklerle taranan tez ve makaleler incelenerek kentsel deneyim, yerel bölgesel ve uluslararası boyutta mobilite deneyimi ve bu boyutları çapraz kesecek biçimde hareketliliğin cinsiyeti temaları tanımlanmıştır. Anahtar sözcük olarak yapılan aramayı takiben makale ve tezlerin içerikleri incelenmiş, ilgili bulunan yayınların içerik analizi yapılmıştır. Bu çerçevede taranan makale ve tezlerin toplumsal cinsiyet boyutunu ele alıp almamaları da bir değerlendirme ölçütü olmuştur. Taranan makale ve tezlerde mobilite literatürünün şehir ve bölge planlaması, mimarlık, coğrafya, turizm ve eğitim bilimleri disiplinleri tarafından kullanıldığı tespit edilmiştir. Farklı disiplinlerde mobiliteye ilişkin farklı odaklanmalar görülmüştür; toplumsal cinsiyet teması özellikle kentsel ve ulusal ölçekte rastlanmakla birlikte son yıllarda mobilite kavramının en yoğun kullanıldığı disiplinlerden biri olan eğitim bilimlerinde bu temanın yeterince işlenmediği gözlenmiştir. Mobilite, disiplinlerarası çalışmalara çok uygun ve açık bir kavram olmasına ve uluslararası literatürde bu tür çalışmaların daha sık görülmesine rağmen Türkiye literatüründe bu kavramı kullanan disiplinlerarası çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Sonuç kısmında bu konunun Türkçe literatürde yeni olduğu, demografi alanı da dahil olmak üzere sosyal ve beşeri bilimlerde mimari, tasarım ve kent planlamasına göre çok daha sınırlı kaldığı, bu nedenle disiplinlerarası bir perspektifle bu teorinin çalışmalara dahil edilmesi önerilmiştir.