Başkent Üniversitesi II. Ulusal Sosyolojinin Geleceği, Geleceğin Sosyolojisi Kongresi, Ankara, Turkey, 26 - 27 September 2024, pp.10, (Summary Text)
Nesnelere görüngüleri değiştirebilecek nitelikte esrarengiz güçler bahşetme yönüyle fetişizm, söz konusu teknolojiler olduğunda, tekniğin arkasındaki mübadele ilişkilerini gizemleştirerek billurlaşır. Teknolojilere yalnızca toplumsal alanda rastlanan sorunları çözme, bize üstün bir yaşam sağlama yetisi bahşettiğimizde değil, onu her şeye muktedir, adeta tanrısal bir varlık olarak yorumladığımızda da birer fetiş oluştururuz. Bunun sosyolojideki dışavurumlarından biri, teknolojilere toplumsalın bütün eylem kiplerini dönüştürücü, biricik ve mutlak bir faillik biçmesidir. Şeylere özerk eylemlilik alanları çizilirken, teknolojilere içkin logos yanı tekniğin toplumsal tortuları görünmez kılınır. Elbet, teknolojiler günümüzde toplumsalın her bileşenine sızmış ve beraberinde tüm bilme ve eyleme biçimlerinin yeniden düşünülmesini zorunlu kılan bir süreci başlatmıştır. Fakat bu bildiri, tekniğin sözde çığır açıcılığını vurgulamaktan ziyade onların nasıl yalnızca verili üretim biçimleri içerisinde anlamlarını bulduklarını tartışacak ve teknolojilerin toplumsalı yeniden üreten niteliğine değinecektir. Keza söz konusu fetişizmin ağlarından yalnızca maddi temelli analizler dolayımında çıkılabilir. Dolayısıyla bu bildiride teknolojiler, birer üretici güç olarak kavramsallaştırılacak ve yapay zekâ, dijital teknolojiler dolayımında artı değerin ve emeğin sosyolojik izdüşümleri üzerine bir tartışma sürdürülecektir. Verinin oligopol bir piyasa denklemi çerçevesinde meta haline gelmesi, tekelleşen veri kuruluşlarının toplumsalın çatlaklarına sızarak politik manipülasyonları kolaylaştırması, yapay zekâyı beslemesi adına ucuz emek gücüyle karakterize olan bir neo-proleteryanın oluşması, algoritmalara içkin cinsiyetçi yahut ırkçı değer yargıları, kripto sistemler dolayımında sömürünün güncel tezahürleri, son zamanlarda sosyal bilimler literatüründe de sıkça anılan prosumer kavramsallaştırmaları geçmişin tortularıyla birlikte değerlendirilecek ve teknolojilere ilişkin yeni olduğunu varsaydığımız sorunların ne derece yenilik arz ettiği sorgulamaya açılacaktır. Özet olarak, bu bildiri, emek değer teorisi perspektifinden sosyolojik olarak yapay zekâyı ve dijital teknolojileri incelemeye alacak ve teknolojilerin içlerinde bulundukları üretim ilişkilerinden ayrışamaz niteliğini vurgulayarak tekniğin ideolojisini tartışacaktır.