Toplum, Siyaset ve Etik: Felsefi Soruşturmalar, Eray Yağanak,Ahmet Umut Hacıfevzioğlu, Editör, Sentez Nesriyat, Bursa, ss.121-137, 2019
Bu yazıyı feminist örgütlenmenin yeni biçimlerine etik ve siyasetin kesiştiği yerden bakmak adına kaleme aldım. Arzum, Foucault’nun Cinselliğin Tarihi kitabında öne attığı “hazzın siyaseti” fikrinden yola çıkarak bu örgütlenmelerin bir tahlilini ve bir nevi özeleştirisini ortaya koymak. Siyasi bir ajanda sunmaktan uzak, var olan feminist mücadele biçimlerinden neler öğrenebileceğimize ve birbirimize uzanarak ne gibi dayanışma pratiklerini alışkanlık haline getirebileceğimize dair bir tartışma alanı açmak hedefiyle yola koyuldum. Hazzın siyasetinin yapısı gereği çoğul olmakla beraber farklı odaklardan dallanıp budaklanan yaratma biçimleri ile gerçekleştirildiğini gözlemliyoruz. Bu yaratma biçimlerini, Nietzscheci bir perspektiften yeniyi ortaya koyan etkin istençten çıkan değerler olarak düşünebiliriz. Eğer hazzın siyaseti bugün etik ve siyasetin kesişiminde çeşitli dağınık mücadeleler olarak şekilleniyorsa, daha iyi yapabileceğimiz şeyin bu farklı mücadele alanları arasında köprüler kurmak olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla “ne yapılabilir” sorusuna feministler olarak ne yaptığımız ve neyi daha iyi yapabileceğimiz üzerinden yaklaşmayı seçtim. Feminist etiğin haz siyaseti olarak işlevini Valerie Solanas’ın SCUM Manifesto’su üzerinden tartıştım: feminist siyaset burada Solanas’ın deyimiyle “büyülü bir dünya yaratmak” eylemi ile gerçekleştiriliyor ve yalnızca yarına ait değil, bugünün neşeli siyaseti konumunda faaliyetini sürdürüyor. Bu eylemi ve ait olduğu neşeli siyaseti yerel feminist punk sahnesi üzerinden tartışıyorum.