Finansal Riskin Toplumsallaştırılmasının Kurumsal Sureti: Türkiye'de Varlık Yönetim Şirketleri


Alkan Ö.

18. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, Ankara, Türkiye, 24 - 26 Eylül 2025, ss.413, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.413
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Küresel finans piyasalarının geçtiğimiz on yıllardaki muazzam gelişmesi, finansal risklerin de zaman-mekansal ölçekte genişlediği ve çeşitlendiği bir toplumsal manzara yaratmıştır. Neoliberalizm öncülüğünde, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere ihraç edilen finansallaşma süreci, finansal risklerin nasıl idare edileceğine dair yeni bir mücadele alanının ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Bu yeni türden risklerin idaresine yönelen ilgi, şüphesiz bir küresel sistem olan kapitalizmin tarihsel süreçte hangi 'idare' mekanizmalarını gereksindiğinden ayrı ele alınamaz. Bir başka ifadeyle, kapitalist üretim biçimini eleştirel perspektiften tartışmaya açan geniş bir literatürün farklı kelimelerle sorguladığı, eski ama eskimemiş bir tartışma yeniden hatırlanmadan finansal risk meselesini sorunsallaştırmak mümkün değildir: krizlerin maliyetini kim öder, kapitalizmin risklerini kim üstlenir? Bu çalışma, mevzubahis kadim soruyu finansallaşma bağlamında yeniden gündem ederek, finansal risk yönetimi meselesini, varlık yönetim şirketleri üzerinden tartışmaya açmayı amaçlamaktadır.


Bankaların yüklü miktardaki sorunlu kredilerini yüksek iskonto oranlarıyla satın alarak borcu yeniden yapılandıran ve belli bir vadede yeniden tahsil eden bu şirketler, ana akım literatürde teknik bir risk tasfiye enstrümanına indirgenmektedir. Banka bilançolarında büyüyen risklerin sistemin bütününe yönelmeden tasfiye edilebildiği, bu yolla da kredi mekanizmalarının yeniden canlandırılarak finans piyasalarının istikrara kavuştuğu resmedilmektedir. Finansal riskin ölçülebilir, metalaştırılabilir ve mübadele edilebilir bu yeni görünümü; finansa dayalı birikimin sınıf temelli sömürücü doğasını gizleyerek riske dair depolitize edilmiş bir kavrayışı pekiştirmektedir.


Böylesi bir bağlamda bu çalışma, sorunlu borç ticaretini temel alan bu şirketlerin çağdaş finansal mimarideki konumunun teknik bir aparat olmanın ötesinde, kriz koşullarının geleceğe ötelenmesi anlamında riskin toplumsallaştırılması sürecinin bir parçası olduğunu iddia etmektedir. Bu toplumsallaştırılma süreci, müdahale kapasitesi kısıtlanmış bir devleti değil, finans gibi farklı piyasa mantıklarına kendini adapte ederek yeni aparatlarla donatılan güçlü bir devlet aygıtını gereksinmektedir. Türkiye'de varlık yönetim şirketlerinin ortaya çıkışı ve gelişimi buna iyi bir örnek teşkil etmektedir.