29. KENTSEL TASARIM VE UYGULAMALAR SEMPOZYUMU Kentsel Tasarım Bilim Dalı Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Mimarlık Fakültesi PANDEMİ SÜRECİNDE KENTSEL TASARIM EĞİTİM | KAMUSAL MEKÂN, İstanbul, Türkiye, 27 - 28 Mayıs 2021, ss.231-236
Çalışma alanı,
hem şehir içi şehir içi ulaşımın (birçok yönden metro istasyonları, otobüs veya
minibüs durakları) hem de kuzeybatıda bulunan Ankara şehirlerarası otobüs
terminali (AŞTİ) ile yolculuk akslarını birbirine bağlayan yoğun bir geçiş ve
toplu taşım aktarma merkezidir. Doğusundaki merkezi batıdaki yeni gelişim
alanlarına bağlayan önemli bir aksın başlangıç kısmı olan Söğütözü bölgesi,
2000'li yıllardan itibaren hem hızla gelişen hem de çoğunlukla özel
mülkiyetteki büyük yapı komplekslerini içeren parçacı yapım süreçleri nedeniyle
bütüncül bir kentsel tasarım yaklaşımının eksikliği hissedilen sorunlu bir alan
olmuştur. Dumlupınar Yolu ve Mevlânâ Yolu'nun bu alandaki varlığı, yüksekliği
ve yoğunluğu önemli ölçüde artıran inşa stokunun yoğunlaşmasına neden olurken
aynı zamanda alanı iki dik yönde bölerek yaya ve kamusal mekân sürekliliğini önemli
ölçüde zedelemektedir. Alanın çelişkili karakteri, hem bütünleşemediği halde merkeze
bu derece yakın olmasından, hem de uygun olmayan fiziksel koşullara rağmen
gözlenen sürekli yaya yoğunluğuyla kendini göstermektedir.
Alışveriş
merkezleri yanında kamu yapıları, hastaneler, otel ve iş merkezleri ile konut
ve ticari kullanımları içeren çok kullanımlı yapıların inşası ile hızla
gelişmeye devam eden, barındırdığı aktiviteler ve erişilebilirliği nedeniyle
yüksek kentsellik özelliğine sahip olan bu bölgede yan-mekânlar çokça
deneyimlenen, erişilebilir ancak yoğun ve hızlı araç trafiğinin olumsuz
etkilerinin yaygın olarak deneyimlendiği mekânlar olarak ortaya çıkmaktadır. Bu
bölgede daha önce yapılan araştırmada yan-mekânlarda sadece fiziksel değil,
aynı zamanda motorlu trafik kaynaklı fizyolojik rahatsızlığa neden olan
sorunlar da gözlemlenmiş ve yapılan anketler sonucunda, yaya konforunu düşüren
bu sorunların yan-mekânların algısında öncelikli olduğu ortaya çıkmıştır (Alanyalı
Aral ve Demirbaş, 2015). 2005-2007 yıllarını kapsayan bu ilk çalışma, bu
mekânların öncelikle sorunlu özellikleriyle –gürültülü, güvensiz ve kirli
alanlar olarak, sonra 'herkesçe bilinen' mekanlar olarak kamusal özelliğiyle ve
sonra dinamik / canlı, keyifli ve yeşil gibi olumlu özellikleriyle algılandığını
göstermiştir. Bu çalışmanın ikinci aşamasında, alanda yolun hızı ve dolayısıyla
trafiğin etkilerini arttıran yol genişletme işleminden sonra sorgulanan mekânın
algısı sonuçlarında tanımlayıcı sıfatlar arasında en büyük değişikliğin herkesin
bildiği ve dinamik/canlı tanımlarındaki artışla gerçekleştiği, olumsuz algılar
arasında ise sadece hızlı/güvensiz algısında artış olduğu görülmüştü (Alanyalı
Aral ve Demirbaş, 2015).
2007'den
günümüze gelişmeye devam eden bölgede araç trafiğinin etkileri hem bu ana
arterin ulaşım sağladığı kentsel alanların büyümesi, hem de alana çok sayıda
kullanıcıyı çeken konut ve iş merkezlerini içeren yeni yapılar nedeniyle daha
da artmıştır. Buna karşılık, 2005-2007 ve 2020-2021 yıllarında yapılan anket
sonuçlarının karşılaştırılması, yayaların trafikle ilgili sorunlardan sadece gürültü
algılarının biraz arttığını, hava kirliliği ve trafik güvenliği sorunları algılarının
ise azaldığını; öte yandan kamusal ve dinamik / canlı mekân algılarının
belirgin bir şekilde arttığını ve gürültülü / yorucu mekân algısından sonra en
yaygın algıyı oluşturduğunu göstermektedir. Hız-yolu
üzerinde yan-mekânların yoğun ve aktif kullanım örneklerinden biri olan
Söğütözü örneğinde yapılan araştırma, artan hızla birlikte yoğun kullanım
içeren yan-mekânların kamusal mekân ve canlılık özelliklerinin yüksek algısında
bu mekânların bütüncül kentsel tasarım yaklaşımlarıyla kentsel kamusal mekân
olarak düzenlenmelerinin önemini ve gereğini ortaya koymaktadır.