Sınır‘sız’ Bir Kentsel Mekanda Buluşmak: “Columnless Canopy”, 2020, TEMA[S]


Okumuş G.

Mimarlık, sa.412, ss.79-80, 2020 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Derleme
  • Basım Tarihi: 2020
  • Dergi Adı: Mimarlık
  • Sayfa Sayıları: ss.79-80
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Olgooco tarafından tasarlanan ve 2018 yılında inşa edilen Columnless Canopy, esnek ve geçirgen yeni bir kamusal mekân anlayışı tarifliyor. Kent hayatından izole, yaşayanlara yabancı ve tanımsız mekânların ortaya çıkması kamusal alanlara yönelik tasarım arayışlarını, yeni yaklaşımları, alternatif mimari, sosyal, estetik fikirleri de tetiklemekte. Son dönemde bu arayışlar mikro ölçekli kentsel müdahaleler olarak karşımıza çıkıyor. Bu arayışlardan biri olan Columnless Canopy, değişen aktivitelere ve ihtiyaçlara göre esnek bir kurguda olup, hem strüktürel olarak hem de barındırdığı senaryolar açısından birçok potansiyele sahip. Küçük bir dokunuştan, müdahaleden öteye geçip barındırdığı mekânsal potansiyellerle kentsel mekân haline gelen tasarım, kimi zaman bir deneyimin / etkileşimin kimi zaman ise farklı aktörlerin buluşması için sosyal, kültürel, ekonomik ve ticari faaliyetlerin zemini ve ara kesiti olabiliyor. Mekânın merkezinde bulunan geniş ve yarı açık ortak alan, tasarlanan geçirgen kurgu sayesinde bulunduğu yerle direkt etkileşim içinde, doğa ve çevre ilişkilerini koparmadan sürdüren bir buluşma noktası. Bu kurgu ve strüktür, hem herkesi içine davet eden hem de doğa ve iç mekân arasındaki görsel ilişkiyi sürdüren bir mekân yaratıyor. Açık alanı zenginleştiren geçirgen kurgu, aynı zamanda her konut bloğundan izole edilmiş, onlar ve bahçe tarafından algılanan bir kentsel mekân oluşturuyor. Yerleşim alanları ile kentsel mekân arasında kontrollü bir şekilde sağlanmak istenen geçirgenlik ve hiyerarşi; değişken, esnek bir kütle ve yoğunluğa sahip bir mimari yaklaşımı ortaya çıkarıyor. Bu kapsamda tüm kullanıcıların toplanma ve buluşma noktası olması hedeflenerek istekler doğrultusunda mekâna etrafında toplanılabilecek bir bileşen olarak ateş ögesi eklenmiş. Tasarıma başlangıç noktası olarak, 35 metrekarelik kesit yüzey alanına sahip paslı metallerin pürüzsüz ve bağlantı elemanı olmaksızın düzenli bir şekilde yirmi yüz oluşturduğu bir strüktür yaratılması amaçlanmış. Çevresi ile etkileyici bir görsel ilişki kuran bu strüktürü oluşturan metal levhalar yatay dilimlerle bahçeye ve manzaraya doğru açılıyor. Bu tasarlanan yatay derinlikle açık alanla doğrudan ilişki kuran ve kontrollü bir mekân yaratılıyor. Bu görüntü perspektifinde en az parazit oluşması için düşey yönlü sistem organik bir taşıyıcı bulutuna dönüştürülmüş. Bu açıdan, tasarımdaki mekân yaklaşımı sınır/sınırsızlık gibi kavramlara ilişkin güçlü bir fikir sunuyor. İç ve dış, açık ve kapalı, hafif ve ağır, şeffaf ve opak gibi zıt kavramları birbiri içinde sürekli değişebilecek bir spektruma dönüştürüyor. Dış ve iç mekândan bakıldığında bu sürecin merkezi izleyicinin konumu. Öyle ki, mekânın yoğunluğu ve algılanma düzeyi, biçimi farklı konumlardan çeşitli mesafelerde ve yüksekliklerde değişerek çevrenin değişen doğası ile bütünleşiyor.