Bu yazıda günümüzde bir profesyonel plancının, kendi alanına özgü bir planlama süreci tasarlamasına yardımcı olacak düşünce kanalları ve yaklaşımları kurgulanmaya çalışılmaktadır. Böyle bir yaklaşım kurgulanırken günümüzde planlama faaliyetlerinin i) iyi/doğru karar vermek, ii) toplumda varlığı kabul edilmiş sorunlara çözüm bulmak ve iii) toplumda var olan değişim ve dönüşümü yönlendirmek diye farklılaştığı kabul edilmektedir. Bu planlama faaliyetlerinin farklılaşmasının ikinci boyutunu kullanılan bilimsel bilgi paradigmaları belirlemektedir. Bunların en eskisini temsili bilimler oluşturmaktadır. Plancılar onu araçsal bir rasyonelliği gerçekleştirirken kullanmaktadır. Bunu 1980’li yıllar sonrasında yapılanmacı (constructivist) bilimsel bilgi anlayışı izlemiş, iletişimsel rasyonalite ve müzakereci (deliberative) planlama sürecinin gelişmesine yol açmıştır. 2000’li yılardan sonra ise bunlara “temsili olmayan bilimler” eklenmiştir. Planlama faaliyetlerinin farklılaşmasının üçüncü boyutunu eylemi yapanın ölçeksel ayrışması oluşturmaktadır: i) bireyler, ii) küçük gruplar ve iii) komüniteler. Bu üç boyutlu sınıflandırmada günümüz plancıları için 27 seçenekli bir planlama yelpazesi elde edilmiş olmaktadır. Yazının devam eden kısmında ise komünite ölçeğinde planlama görevleri alan bir plancının, haklar temelli ve o komünitede demokrasi açığını azaltan bir planlama sürecini tasarlamasına/seçmeler yapmasına yardımcı olabilecek temel konularda kuramsal tartışmalar açılmaktadır. Ayrıca günümüzde gelişmekte olan temsil dışı kuramlar ve paradigma değişikliği konusunda devre dışı kalınmak istenmiyorsa, bu yeni paradigmanın günümüz dünyasında derinleşen eşitsizlik karşısında yapabilecekleri konusunda bir çözümleme yapmak gerektiğine dikkat çekilmektedir.
This article tries to construct approaches to help professional planners design a planning process specific to their fields. While such an approach is being constructed, it is accepted that today's planning activities are differentiated as 1) making good/correct decisions, 2) finding solutions to the problems that have been accepted in society, and 3) directing the existing change and transformation of society. The second dimension of the differentiation of these planning activities is determined by the scientific paradigms used. The oldest of them is representational science. Planners use this approach while realizing instrumental rationality. This was followed by the constructivist understanding of scientific knowledge after the 1980s and led to the development of communicative rationality and the deliberative planning process. After the 2000s, 'nonrepresentational theories' have emerged additionally. The third dimension of differentiation in planning activities is the scale differentiation of the action takers: 1) individuals, 2) small groups, and 3) communities. This three-dimensional classification obtains a planning spectrum with 27 options for today's planners. In the following part of the article, theoretical discussions are opened on the fundamental issues that can help a planner who takes planning tasks at the community scale to design/make choices on a rights-based planning process that reduces the democracy gap in that community. In addition, it is pointed out that if one does not want to be unrelated/passive about the developing non-representational theories and paradigm change, it is necessary to analyze what this new paradigm can contribute in the face of deepening inequality in today's world.