in: Ferdinando Galiani, Economy and Politics, Andre Tiran, Editor, Garnier, Paris, pp.371-399, 2018
Bu
yazıda hububat politikası ile ilgili Fransız tartışmasına bir müdahale olan Dialogues sur le Commerce des Bléds’in
yazarı Napolili Ferdinando Galiani’nin incelemesini Schumpeter’in bıraktığı
yerden ele alıyor ve eseri Akdeniz iktisadi düşüncesinin ‘kayıp’ mirasını
anlayabilmek amacıyla inceliyoruz. Biz Galiani’nin bu eserinin kendi zamanında
tam olarak anlaşılamadığı ve takdir edilemediğini savunuyoruz çünkü kökleri—biçimi
kadar içeriği de göz önüne alındığında—modern
iktisat kuramından bambaşka bir yerde, erken dönem modern Akdeniz dünyasında
yatıyor. Bu metni kendi Akdeniz bağlamına tekrar yerleştirmek amacıyla Kuzey
Afrika, İspanya ve Osmanlı kaynaklarını kullanarak hububat politikası
tartışmalarını incelemekteyiz. İktisadi düşünce tarihçileri arasında Galiani’nin
kitabına olan ilginin oldukça yeni olduğu ve bu ilginin Avrupa iktisadi
düşüncesinin tarihsel ve kurumsal biçiminin geç tezahürünün hemen akabinde
ortaya çıktığını belirtelim. Çünkü 18.yüzyıl sonu, 19. yüzyıl başı Avrupa
iktisadi düşüncesi, soyut ve kendi içinde tutarlı bir kuramın kurulmasının
olanaklarını ararken aynı zamanda Akdeniz dünyasındaki tarihsel ve kurumsal unsurlara
duyarlı ve politikaya yönelik iktisadi düşünce yazından uzaklaşıyordu. Bu
yüzden zamanın Avrupalı okuyucusu, Galiani’nin Dialogues sur le Commerce des Bléds’inin içeriğinin bağlamını ve
değerini kolaylıkla görmezden gelebildi. Galiani’nin de içinde yer aldığı ve hakim
iktisadi düşüncenin Akdeniz’den koparak Avrupa’ya kaydığı tarihsel süreç eşzamanlı
olarak erken modernlikten modernliğe geçiş ile de örtüşüyor. Tam da bu dönemde,
yani Akdeniz erken modern dönem iktisadi düşüncesinin modern iktisadi düşünceye
geçiş yaptığı bir zamanda, Galiani, kendi içsel dinamikleriyle değişmeye
başlamış Avrupa iktisadi düşüncesinde kendine yer bulan, erken dönem Akdeniz iktisadi
düşünürlerinin sonuncularındandı. Galiani’nin erken modern Akdeniz’in önemli
merkezlerinden olan ve fakat moden döneme geçişle geri planda kalan Napoli’den Paris’e
ve—arzu ettiğinin aksine—tekrar Napoli’ye taşınma serüveni bu yüzden sembolik
bir içeriğe de sahiptir.