TÜBİTAK Projesi, 2023 - 2024
Son 10 yıllık süreçte, magmatik-hidrotermal
yatakların oluşumuna etki eden magma üretkenlik göstergelerinin mineralojik ve
jeokimyasal yöntemlerle izlenmesine yönelik çalışmalarda önemli bir artış
gözlenmektedir. Bunun nedenlerinden biri yüksek-çözünürlüklü mineral kimyasal
analiz yöntemlerinde yaşanan gelişmelerdir. Bu yaklaşım, güncel çalışmalarla
porfiri tipi yatakların oluşumunu kontrol eden magmatik etmenlerin
anlaşılmasında kullanılmaya başlanmıştır. Porfiri tipi yataklar kökensel olarak
yay veya geç evrede gelişen yay-arkası ve çarpışma sonrası ortamlarda gelişen
magmatizmayla ilişkilendirilmiştir. Bu ortamlardan ilki bakırca zengin porfiri
sistemlerle ilişkiliyken diğer ikisi altınca zengin porfiri sistemlerin oluşumuna
daha uygundur. Yay ve çarpışma-sonrası ortamlarda üretilen magmaların porfiri
üretkenliğini kontrol eden en önemli etmenler magma oksidasyon seviyesi, su ve
uçucu içeriği ile magmaların sülfid doygunluk tarihçeleridir. Pek çok porfiri
sahasının yüksek oksidize, sulu ve S, Cl, F gibi uçucular açısından zengin
magmalardan oluştuğu ortaya konmuştur. Öte yandan sülfid doygunluk derecesi,
derinde magma beslenmesinin yeterli olmadığı ve kıtasal kabuğun kalın olduğu
ortamlarda erken gerçekleşerek porfiri Cu oluşumunu engelleyebilir. Kabuk
kalınlığının fazla olmadığı yay-arkası veya çarpışma-sonrası ortamlarda ise
sülfid doygunluğu geç evrede gelişerek kalkofil ve siderofil elementlerin sığ
magm odacıklarına taşınarak porfiri Au-Cu-PGE sistemlerinin oluşmasına yardımcı
olabilir. Bu çalışma Neotetis orojenik kuşağının Batı Anadolu ve Orta
Toroslar’da kalan kesiminde yer alan Geç Senozoyik dönem yay-arkası ve
çarpışma-sonrası magmatizmasına odaklanmaktadır. Bölgede Miyosen magmatizması
yaygın şekilde gelişmiştir. Yüksek K’lu kalk-alkalen ve zayıf alkalen kimyaya
sahip ortaç-felsik bileşimdeki magmatik kayaçlar bölgesel açıdan öneme sahip
Kışladağ ve diğer porfiri sistemlerine ev sahipliği yapmaktadır.