KIDEYŞ A. E. (Yürütücü)
TÜBİTAK Projesi, 2016 - 2018
Günümüzde denizel ortamda karşı karşıya olduğumuz en önemli kirletici unsurlardan birisi kimyasal ve biyolojik bozunuma karşı dayanıklı olan ve denizel ortamda yüksek miktarda bulunan mikroplastik atıklardır. Bu atıklar gerek fiziksel etkileri gerekse de içeriklerinde bulunan kimyasal katkıların ortama salınımı ile denizel canlılar ve ekosistem için büyük risk teşkil etmekte dir. Yapılan değerlendirmelerde denizel ortamda bulunan insan kaynaklı atıkların % 80'e kadar ulaşan oranlarda plastik atıklardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Çeşitli fiziksel faktörlerin etkisi ile yapısal özelliklerinde bozulma olan plastik atıklar daha ufak parçalara bölünürken aynı zamanda içeriklerinde bulunan kimyasal katkılar ortama salınmaktadır. Mikroskobik boyutlara ulaşan plastik partiküllerinin ve ortama salınan plastik kökenli kimyasalların denizel canlılar üzerine olumsuz etkileri son yıllarda gerçekleştirilen bir çok çalışma ile ortaya konulmuştur. Bu atıkların organizmalarda neden olduğu fiziksel etkiler yanlışlıkla besin olarak tüketilen plastiklerin organizmanın sindirim kanalını tıkaması ve dolaylı olarak ölüme neden olması şeklinde iken kimyasal etkiler organizmaların kimsayallardan kaynaklanan toksik etkiler ve genetik materyalin etkilemesi sonucunda ergin bireyler kadar gelecek nesilleri de tehlike altına sokan genotoksik etkilerdir. Bunun yanında kimyasal kirlilikten etkilenen türlerin içinde bulunduğu besin zinciri boyunca kirleticilerin etkileri artarak yayılmaktadır. Plastik katkılarının günümüzde en yoğun şekilde kullanılanlarından birisi bisfenol A (BPA) organik bileşiğidir. 1933 yılında klinik amaçla kullanılmak üzere sentetik östrojen arayışı esnasında ilk kez bulunmuştur. 1950'li yıllarda ise Bayer firması kimyacıları tarafından polikarbonat plastik üretimi esnasında kullanılmış ve o zamandan beri plastik sanayi tarafından yoğun şekilde kullanılmaktadır. Ülkemiz denizlerinde mikroplastiklerin denizel ortamda dağılımı ve zamana bağlı değişimini ortaya koyan bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Bunu yanında ülkemiz denizlerinde BPA'nın, besin zincirinde üstlendikleri rol sayesinde beslenme sırasında tükettikleri her şey besin ağında bir üst trofik seviyeye aktaran zooplankton türleri üzerine etkileri bilinmemektedir.
Proje kapsamında çalışma alanı olarak belirlenen Mersin Körfezi'nde bir yıl süre ile gerçekleştirilecek izleme çalışmaları ile birim zamana ve mekana bağlı olarak su kolonunda mikroplastik varlığı ve BPA'nın değişimi izlenecektir. Bu iki değişkenin birlikte izlenecek olması aralarındaki korelasyonun ortaya konulması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca gerçekleştirilecek doğa örneklemeleri ile mikroplastik atıkların zooplankton biyokütlesi hesaplamalarında neden olduğu hata değerlendirilecektir. Plastik kaynaklı kirliliğin zooplanktonik organizmalar üzerine fiziksel ve kimyasal etkilerinin değerlendirilmesi amacı ile doğadan temin edilecek türler ile oluşturulacak stoklar üzerinde kontrollü ortam denemeleri yapılacaktır. Bu amaçla, doğadan temin edilecek zooplankton bireyleri ile oluşturulacak stok kültürlerde çeşitli gelişim evrelerindeki bireylere uygulanacak farklı boyut ve dozlardaki mikroplastik partikülün fiziksel etkileri değerlendirilecektir. Ayrıca yine doğadan alınarak klonları yapılmış olan zooplankton bireylerin DNA'larında zamana ve doza bağlı olarak ortaya çıkan hasar gözlenecektir. Elde edilecek sonuçlar ışığında zooplankton türleri için öldürücü BPA dozu ve tolerans limitleri hakkında bilgi edinilecektir. Tüm denemeler esnasında kullanılacak dozlar, doğada gerçekleştirilecek ölçümlerinin temel alınarak belirlenecektir.
Proje kapsamında gerçekleştirilecek değerlendirmeler neticesinde çalışma bölgesi başta olmak üzere denizlerimizde plastik atık kaynaklı kirliliğin etkileri üzerine risk analizi gerçekleştirilebilecektir.