İntermetalik ve Metalik Cam Nanoalaşımların Yapı-Özellik İlişkilerinin Modellenmesi, Mekanik Nanoalaşımlama İle Üretimi ve Karakterizasyonu


AKDENİZ M. V. (Yürütücü)

TÜBİTAK Uluslararası İkili İşbirliği Projesi, 2010 - 2013

  • Proje Türü: TÜBİTAK Uluslararası İkili İşbirliği Projesi
  • Başlama Tarihi: Ağustos 2010
  • Bitiş Tarihi: Ağustos 2013

Proje Özeti

Nanoalaşımların yakın geçmişte mühendislik uygulamalarına entegre edilmesi itibariyle, geleneksel alaşımların sıcaklık ve kompozisyon parametreli ile kısıtlı faz ayarlamalarına ek olarak üçüncü bir parametre olan parçacık boyutu malzemelerden elde edilebilecek özellikleri neredeyse limitsiz hale getirmiştir. Veri depolama araçlarından katalizörlere, biyosensörlerden kanser tedavisine kadar oldukça geniş bir uygulama alanı yelpazesine sahip nanoalaşımlar, karmaşık yapılarından ötürü, teorik öngörülere olan ihtiyacı artırmıştır duymaktadırlar. Söz konusu uygulama alanlarında yeni nesil nanoalaşımların yer alabilmeleri için, sentezleme koşullarını ve edinilecek özellikleri önceden belirlemek; yapı-özellik ilişkilerini kurabilmek gereksinimi doğmuştur. Gün geçtikçe yeni sentez yöntemleri, yeni alaşımlar ve yeni özellikler duyurulmakta, ve dolayısıyla nanoalaşımları ele alacak yeni teorilere ihtiyaç duyulmaktadır. Endüstri ve literatür’deki bu ihtiyaca cevap vermek için, bu proje’de metalik camsı ve intermetalik bazlı nanoalaşımların modellenmesi ve üretilmesi için yeni metodlar geliştirilmesi hedeflenmiştir. Amorf nanoalaşım çalışmalarına; manyetik metalik camlar için model haline gelmiş Fe-B sistemi ve aynı şekilde üstün manyetik özellikleri barındıran Fe-Co sistemi, intermetalik parçacık çalışmalarına ise referans teşkil etmesi için Fe-Co sistemi ve potansiyel manyetik kayıt uygulamalarına sahip Fe-Pt sistemleri proje kapsamında başarılı bir şekilde modellenmiştir. Bu proje kapsamında, belirlenen sistemlerdeki nanoalaşımlarda kararlılık, geometri, segregasyon, atomik düzenlenme, ergime, cam geçişi, atomik düzeydeki hatalar (anti faz sınırları vb) ve sentez yöntemleri, kompozisyon, sıcaklık ve parçacık boyutuna bağlı olarak teker teker modellenmiştir. Aynı zamanda sonuçlar ıslak mekanik nanoalaşımlama yöntemi ile üretilen alaşımlarla karşılaştırılmaktadır. Modellemelerde Moleküler Dinamik (MD), Monte Carlo (MC) ve geliştirilmiş Hibrit MD/MC yöntemleri kullanılmış, atomlar arası etkileşimler içinse proje kapsamında geliştirilmiş tersinir moleküler dinamik potansiyeli, psödo-potansiyel yaklaşım, gömülü atom ve ab-initio yaklaşımları kullanılmıştır. Gerçek nanoalaşımlardan elde edilen denysel yapı-özellik bilgileri (DSC, XRD, SEM, VSM), teorik modellerin öngörüleri ile paralel olarak değerlendirilmiştir.

 

Bu bağlamda, nanoalaşımlarda potansiyel enerji yüzeyinin ele alınmasına ve taranmasına ve yukarıda bahsedilen parametrelerin incelenmesine yönelik üç adet yeni model geliştirilmiştir. İlk olarak amorf nanoalaşımlar için Birleştirilmiş Tersinir Moleküler Dinamik Yöntemi isimli, etkileşim potansiyellerini X-ışını ve nötron kırınımı deneylerinden öngörmeye yarayan ve dolayısıyla oldukça üstün yapısal tahmin  yeteneğine sahip olan bir model başarıyla geliştirilmiş ve belirlenen Fe-B sistemlerine başarıyla adapte edilmiştir. İkinci olarak nanoalaşımlar için geometrik temellere dayanan, pratik çözümler sunması beklenen, Tammes problemine de dolaylı bir çözüm olacak yeni bir Atomik Koordinasyon Sayısı Modeli geliştirilimiş ve uygulanamıştır. Üçüncü olarak, yoğunluk fonksiyonu teorisi (density functional theory) bazlı, intermetalik nanoalaşımları ele alacak, ab-initio hassasiyetini ve MC pratikliğini bir arada barındırması planlanan İntermetalik Nanoalaşımlar için İlk-Prensip MC Modeli isimli bir yöntem geliştirilmiş ve belirtiltn intermetalik sistemlerine uygulanmıştır. Üretim sürecinde ise, yüzey etken maddelerin ve ayrıştırma yöntemlerinin yüksek enerjili bilya ile öğütülmesi ile elde edilen nanoalaşımlara etkisine bakılmış,  karakterizasyonlar sonucu elde edilen atomik yapılar, geçiş sıcaklıkları, manyetik vb özellikler, model sonuçları ile kıyaslanmıştır. Son olarak bu üç modelin, literatürdeki diğer modellerin ve sentez yöntemlerinin değerlendirilmesi ile sentez-yapı-özellik üçlüsünü birbirine bağlayacak efektif bir tasarım/öngörü rotası belirlenmeye çalışılmıştır.