KENTEL ERDOĞAN E. (Yürütücü)
TÜBİTAK Uluslararası İkili İşbirliği Projesi, 2019 - 2021
Proje Özeti İklim parametrelerinde son yıllarda
gözlemlenen eğilimlerin incelenmesi ve modelleme çalışmaları ile elde edilen
iklim değişikliği projeksiyonları, Güney Avrupa ve Akdeniz havzasını içeren
bölgede sıcaklıklarda olası artış, yağış ve yüzey akışlarındaysa olası
azalmalara işaret etmektedir. Küresel ölçekte de ekstrem meteorolojik
olayların büyüklük ve sıklığında artış gözlenmektedir. Bu etkenlerin, su
kıtlığı, uzun süreli kuraklık, sel olayları ve hidrolojik döngüde ciddi
değişikliklere dair riskleri açığa çıkarması ile doğal, ekolojik ve önemli
sosyoekonomik unsurlar üzerinde de etkiler oluşması beklenmektedir.
Türkiye'de iklim değişikliği (İD) nedenli etkiler özellikle 1990'lardan
itibaren gözlenmeye başlamış ve son yıllarda diğer Avrupa ülkelerindeki gibi
ekstrem meteorolojik olaylar ve hidrolojik döngüdeki değişiklikler ile
bağlantılı önemli ekonomik kayıplar ve hatta bazı ölümcül olaylar meydana
gelmiştir. Bu nedenle, iklim değişikliğinin olası etkilerinin azaltımı ve bu
etkilere uyum sağlamaya yönelik stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir.
İklim projeksiyonları, yağış ile bağlantılı parametreler başta olmak üzere
hidrolojik döngüye ait parametrelerin bölgesel değişim gösterdiğini ve önemli
ölçüde yerel koşullara (bitki örtüsü, topoğrafya vb.) bağlı olduğunu işaret
etmektedir. Dolayısıyla, etkin ve sürdürülebilir uyum stratejileri ancak
yerel planlama ve çalışmalarla geliştirilebilmektedir. Enerji temini ve
güvenliği gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin ekonomisinde önemli bir
yer tutmaktadır. Aynı zamanda güvenli ve temiz enerji, sürdürülebilir
kalkınma için de büyük önem taşımaktadır. Ancak, İD etkileri, sürekli artan
enerji talebine ek olarak güvenli ve temiz enerji üretiminde ek zorluklar
yaratmaktadır. Yenilenebilir enerji, hem sürdürülebilir kalkınmanın hem de
iklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve uyum stratejilerinin
geliştirilmesinin kaçınılmaz bir parçası olarak gösterilmektedir. Halihazırda
hidroelektrik enerji, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde
en yüksek paya sahip enerji kaynağıdır. Yerel bir enerji kaynağı ve iyi
bilinen bir teknolojisi olması hidroelektrik enerjinin avantajlarındandır.
Diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına kıyasla enerji üretiminde daha yüksek
bir stabilite sağlaması hidroelektrik enerjinin ek bir avantajıdır. Hidroelektrik Santralların (HES) rezervuarı
aynı zamanda uyum stratejilerinin bir parçası olarak çok yönlü amaçlar
(taşkın ve sel kontrolü, su depolama, vb.) için kullanılabilmektedir. Ancak,
iklim değişikliğinden kaynaklanan hidrolojik döngüdeki değişikliklerin HES
enerji üretim verimlerine etki etmesi beklenmektedir. Özellikle, nehir
akışlarında önemli ölçüde düşme tahmin edilen havzalar için, HES elektrik
üretim verimlerinde ciddi etkiler açığa çıkması olasıdır. Yüzey sularının
mevsimselliğinde oluşabilecek kaymalar (pik debi dönemlerindeki değişim, vb.)
yüksek enerji ihtiyacı açığa çıkan dönemlerde taleplerin karşılanmasında
zorluklara neden olabilecektir. Bu
nedenle, bir HES'in enerji üretimindeki potansiyel değişimin
değerlendirilmesi için havza seviyesinde çalışmalar yapılması gerekmektedir.
İklim değişikliğinin su kaynaklarında azalma ve dolayısıyla su arzının
istikrarı bir şekilde karşılanmasında risk yaratabileceği göz önüne
alındığında, bir havzadaki hidrolojik döngüdeki olası değişikliklerin
değerlendirilmesi önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı,
Türkiye'de Antalya’da seçilen bir havzada hidrolojik modelleme yoluyla su
kaynakları üzerindeki iklim değişikliğine bağlı etkilerin incelenmesidir. Bu
bağlamda, seçilen havza için bir matematiksel model geliştirilerek iklim
projeksiyonlarının (orta ve uzun vade) akasu debisi üzerindeki etkileri
araştırılacaktır. Bunun ardından da akarsu üzerinde bulunan bir HES’in enerji
üretimi üzerindeki etkiler incelenecektir. Önerilen çalışma alanı, Akdeniz
Bölgesi'ndeki Antalya Oymapınar HES’ine ait 1882 km2'lik su
toplama havzasıdır. Antalya Havzası'nın en büyük nehri olan Manavgat Çay’ı
üzerindeki Oymapınar, Türkiye'nin 8'inci büyük HES’i (540 MW kurulu güç)
olarak faaliyet göstermektedir. Çalışma kapsamı üç ana bileşeni içerecek
şekilde planlanmıştır: Hidrolojik Modelleme, İklim
Analizi ve İklim Değişikliği (İD) Etki
Değerlendirmesi. Hidrolojik Modelleme aşamasında, HEC-HMS ve
HBVlight yazılımları kullanılarak Oymapınar Havzası'na ait iki farklı sayısal
hidrolojik model geliştirilerek kalibre edilecektir. İklim değişikliği
analizleri Antalya için gerçekleştirilecek ve i) Koordineli Bölgesel İklim
Ölçekleme Deneyi (CORDEX: The Coordinated Regional Climate Downscaling
Experiment) Projesi Veri Tabanı’ndan alınan yaklaşık 11 km yatay
çözünürlüklü, Birleşik Model Karşılaştırma Projesi 5 (CIMP5: Coupled Model
Intercomparison Project 5) tabanlı Bölgesel İklim Modelleri (RCMs: Regional
Climate Models) olan CORDEX-RCM, ii) 20-km
aralıklı veri üreten süper yüksek çözünürlüklü, Japon Meteorolojik Araştırma
Enstitüsü (MRI: Japan Meteorological Reserach Institute) tarafından
geliştirilen Küresel İklim Modeli (GCM: Global Climate Model) MRI-AGCM,
ve iii) MRI-AGCM’in havza ölçeğinde daha yüksek çözünürlük elde edecek
şekilde 20-km çözünürlüklü MRI-AGCM’in MRI’a ait dinamik ölçek küçültme
(dynamical downscaling) RCM yöntemi (NHRCM) kullanılması ile üretilen NHRCM
sonuçları kullanılarak yapılacak bütünleşik analizleri içerecektir. Bu
çalışma ayrıca, iklim modellerinin çoklu olarak bütünleşik analizi yöntemi
ile belirsizlik değerlendirmesini ve bu modellerden elde edilen iklim
projeksiyonlarından iklim parametrelerine ait gelecekte gözlenebilecek olası
değişim aralıklarının değerlendirilmesini de içerecektir. Çalışmada son
olarak, İD etkilerinin değerlendirilmesi için iklim modeli projeksiyonları
(CORDEX RCM ve NHRCM ile yüksek çözünürlüklü MRI-AGCM sonuçları) kullanılarak
akarsu debisi ve Oymapınar HES’in enerji üretimindeki olası değişimler
incelenecektir. Projenin ara çıktılarından
birisi de Referans Gözlem Verisi (RGV) olarak kullanılacak olan yağış
ölçümlerine dayalı türetilen yüksek çözünürlüklü gridde günlük yağış verileri
olacaktır. Yüksek doğruluktaki RGV kullanımı iklim modellerinin doğrulanması
ve bütünleşik analizini içeren belirsizlik değerlendirmelerinde önem
taşımaktadır. Beş farklı GCM ve dört farklı RCM’e dayalı CORDEX-RCM
çıktıları, süper yüksek çözünürlüklü MRI-AGCM çıktıları ile MRI-AGCM’e dayalı
çalışma alanına göre ölçek küçültülmesi yapacak olan NHRCM çıktılarının
belirsizlik analizleri projenin önemli bir çıktısıdır. İklim modellemesinde
simülasyonu özellikle zor olan topografya ve orografik etkilerin, hidrolojik
süreçler açısından özellikle önem arz ettiği çalışma alanını içerir bölge
dikkate alındığında, yüksek çözünürlüklü iklim projeksiyonlarının çoklu
bütünleşik analizi önem taşımaktadır.
Bunlara ek olarak, önerilen çalışma, su ve enerji planlaması için
karar vericiler tarafından temel alınabilecek bulgular elde etmeyi
hedeflemektedir. Proje kapsamında ayrıca, iklim değişikliğinin akarsu debisi
üzerinde doğrudan ve hidroelektrik üretimi üzerinde dolaylı etkilerinin
değerlendirilmesinde metodoloji oluşturulması planlanmaktadır. |