ÖZYURT TARAKCIOĞLU G. (Yürütücü), ERGİN A., ERCİYAS D. B., Çalışkan U., SÜZEN M. L., YALÇINER A. C., et al.
TÜBİTAK Projesi, 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı, 2022 - 2025
İklim değişikliğine bağlı deniz seviyesi artışı ve buna bağlı kıyı erozyonu, kalıcı alan kaybı ile ekstrem su seviyeleri ve
dönemsel taşkınların şiddet ve sıklıklarının artmasının önümüzdeki yıllarda hızlanarak devam etmesi öngörülmektedir.
Bu etkiler dünya kıyılarında farklı seviyelerde gözlenecek olup, kıyılarda yer alan kültürel miras alanları da bu durumdan
olumsuz etkilenecektir. ICOMOS (2019) üye ülkelerine tehdit altında olan kültürel miras alanlarının hızla belirlenmesi,
kırılganlık ve risklerin anlaşılması ile birlikte koruma ve uyum çalışmalarına öncelik verilmesi çağrısında bulunmuştur.
Ülkemiz kültür mirası alanları açısından dünyanın önde gelen ülkelerindendir ve kültürel miras zenginliğimiz hem kültür
hem de tabiat varlıkları açısından zengindir ve yasal olarak korunmaktadır. Kıyılarda bulunan kültürel miras
alanlarımızın deniz seviyesi yükselmesi ve etkilerine karşı ne kadar tehdit altında olduğu bilgisi, koruma, yönetim ve
uyum çalışmalarının bilimsel ve etkili bir şekilde yapılması için gereklidir. Bu proje ile ülkemizde kültürel miras varlıkları
(kültür ve tabiat varlıklar ile sit alanları) bulunan kıyı şeritlerinin deniz seviyesi yükselmesi, kıyı erozyonu ve ekstrem su
seviyelerine bağlı dönemsel taşkınlara olan kırılganlıkları TÜBİTAK tarafından desteklenen 108M589 projesinde
geliştirilen kıyı alanları kırılganlık modelinin en son versiyonu kullanılarak değerlendirilecektir. Kıyı alanlarının kırılganlığı
ile kültürel miras alanları arasındaki etkileşim derecesi ise bu proje kapsamında geliştirilecek kültürel miras alanları
kırılganlık modeli ile tartışılacaktır. Uygulama sırasında birden fazla iklim senaryosu (IPCC 5. ve 6. Değerlendirme
Raporları 2014, 2021; IPCC SROCC, 2019 ve NOAA, 2022) kullanılarak en yeni veriler ile, senaryolara bağlı bir
belirsizlik değerlendirmesi yapılacaktır. Böylece ülkemiz için ilk defa kıyılardaki kültürel miras alanları için deniz seviyesi
artışı kaynaklı tehditler ulusal çapta, çok boyutlu olarak değerlendirilecek ve bu alanlar için bir öncelik sıralaması
hazırlanmış olacaktır. En çok tehdit altında olan kültürel miras alanlarından seçilen beş alan için ise ayrıntılı kalıcı su
baskın ve dönemsel taşkın analizleri ve haritaları, yüksek çözünürlüklü topografya bilgileri kullanılarak hazırlanacaktır.
Bu haritalar ile kültürel miras odaklı risk çalışmaları yapılması, kültürel miras varlıklarının korunması, kurtarılması ve
uyum çalışmaları için önemli bir altyapı sağlanacaktır. Kıyı alanlarının değerlendirilmesi için kullanılacak bulanık mantık
tabanlı kıyı alanları kırılganlık modeli (Fuzzy Coastal Vulnerability Assesment Model (FCVAM), Özyurt 2010) gösterge
tabanlı bir indeks modeli olup deniz seviyesi yükselmesine bağlı fiziksel süreçleri (kıyı erozyonu, dönemsel taşkınlar ve
kalıcı su baskını) bütünleşik olarak değerlendirebilmektedir. FCVAM modeli insan aktivitelerinin fiziksel süreçler
üzerindeki etkilerini de değerlendirmeye katmaktadır. Böylece özellikle deniz seviyesi yükselmesi ve kültürel miras
kırılganlıkları çalışmalarında eksikliği vurgulanan insan-doğa etkileşiminin analizlere yansıtılması bilimsel ve şeffaf
olarak proje çalışmasında sağlanacaktır. Projedeki bu yaklaşım ile elde edilen sonuçlar koruma ve uyum çalışmalarında
yalnızca fiziksel çözümler değil, yönetimsel çözümler de geliştirilebilmesi için bilgi sağlayacaktır. Ayrıca öncelikli olarak
belirlenen kültürel miras alanlarında çalışmakta olan uzman ve araştırmacılarla anket yapılarak, deniz seviyesi
yükselmesi ve etkileri hakkındaki bakış açıları, tehdit algıları ve gözlemleri hakkında bilgi edinilecektir. Anket
sonuçlarının proje model sonuçları ile benzeşimi tartışılacak, farklı paydaşların proje konusu ile ilişkileri
değerlendirilecektir. Proje önerisinin uygulama alanı ve konusunun ülkemiz için ilk olması, kullanılan ve geliştirilecek
olan kırılganlık modellerinin literatürdeki eksikleri göz önünde bulundurması, fiziksel süreçlerin bütünleşik olarak ele
alınması, çoklu iklim senaryoları ile değerlendirmenin yapılması ve sonuçların hem fiziksel süreçler ve kıyı ve deniz
mühendisliği, hem de kültürel miras üzerine çalışan uzmanların bakış açısını yansıtacak şekilde değerlendirilmesi
projenin özgün değerini arttırmaktadır. Proje sonuçları tabiat ve kültür varlıkları ile sit alanlarının yönetiminden sorumlu
olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı uzman ve araştırmacıları başta olmak
üzere, kıyı alanlarında yer alan kültürel miras varlıkları ile çalışan kişi ve kurumlar için kaynak planlaması, uyum ve
yönetim stratejileri çalışmaları ile kültürel mirasın önümüzdeki süreçteki korunması ile ilgili araştırmalara bilimsel veri ve
bilgi sağlayacaktır. Böylece hem Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı kapsamında hem de Sürdürülebilir Kalkınma
Hedefleri doğrultusunda ülkemiz bilgi birikimi ve altyapısına katkıda bulunacaktır.