The Dismemberment of Yugoslavia and the emergence of a new interventionism


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2003

Öğrenci: SELVER BULDANLIOĞLU

Danışman: MUSTAFA TÜRKEŞ

Özet:

Bu tezde Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkan yeni müdahalecilik anlayışı analiz edilmektedir. Ekonomik ve siyasi kriz sonrasında toplumsal sorunların ortaya çıktığı ve geniş insan hakları ihlallerinin yaşandığı ve 'başarısız' ya da 'işlemeyen' devlet olarak adlandırılan devletleri yeniden yapılandırmak amacıyla seçici bazda yapılan bu müdahale, hem güç hem de siyasi araçların kullanımı ile kendini göstermektedir. Bu şekilde tanımlanabilecek olan söz konusu sarmal, Soğuk Savaş sonrası uluslararası politik sistemin en önemli özelliklerinden biri olmuş ve yeni müdahalecilik uygulaması kapitalist sistemin global düzeyde sorunsuz işlemesi için gerekli olan global güvenlik sisteminin sağlanmasının en önemli aracı olmuştur. Her ne kadar bu tip müdahalenin kuralları müdahaleyi yapan devletlerin isteksizliğinden dolayı açık bir şekilde belirlenmese de, Soğuk Savaş sonrasında yapılan müdahaleler yine de Soğuk Savaş sonrası uluslararası siyasetin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, insan hakları devletlerin dış politikasının en önemli araçlarından birisi olmuştur. Ancak, kuralları ve sınırları çizilmeyen bu müdahalecilik anlayışı Birleşmiş Milletler sistemini zayıflatıcı bir etki göstermektedir.Kosova'da başlayan ve NATO müdahalesi ile yine Kosova'da sonra eren Yugoslavya'nın dağılma süreci Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistemin evrim sürecinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1980'lerin başında yaşadığı ekonomik kriz sonrasında ortaya çıkan istikrarsızlık ve siyasi yapının bozulmasıyla Yugoslavya dağılma sürecine girmiştir. Ekonomik ve siyasi krizin Soğuk Savaşın sona ermesine tesadüf etmesi ile dağılma süreci hızlanmış ve 1990'larm başında önce Hırvatistan ve Slovenya ardından Bosna-Hersek ve Makedonya'nın bağımsızlıklarını ilan etmesiyle Yugoslavya 'başarısız' ya da 'işlemeyen' devlet konumuna gelmiştir. Sarmalın son halkası ise Kosova'daki insan hakları ihlallerine son vermek amacıyla yapıldığı iddia edilerek meşrulaştırılmaya çalışılan NATO müdahalesidir. 'Uluslararası topluluk' tarafından Bosna savaşı sırasında göz ardı edilen Kosova sorunu 1990'larm sonunda etnik sorunun yoğunlaşması ve silahlı çatışmanın ortaya çıkması ile uluslararası boyut kazanmıştır. Birleşmiş Millerler Güvenlik Konseyi'nden yetki alınmadan gerçekleştirilen NATO müdahalesi, Birleşmiş Milletler yerine NATO içinde hukuki zemine oturtulmaya çalışılmış ve siyasi ve ahlaki açıdan meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede Kosova müdahalesi Soğuk Savaş sonrası dönemde önemli bir dönüm noktası olmuş ve yeni müdahaleciliğin bu yeni uluslararası dönemde yerini sağlamlaştırmasında önemli bir rol oynamıştır.